Eskilerden günümüze şöyle bir anılarımızı tazelesek, hatta eski Yeşilçam filmlerinde bile rastladığımız tef çalarak ayı oynatanlara ve ayının etrafına doluşup bu gösteriyi izleyenlere sıkça denk gelinir. Artık sadece Yeşilçam filmlerinde değil, günümüz siyasetinde de buna rastlıyoruz.

Peki, tef ile ayının rolünün günümüz siyasetindeki yeri nedir? Hiç düşündünüz mü? Günümüz siyasetini nasıl oluyor da tef ile ayıya benzetebiliriz?

Şuradan başlayalım:
Siyaset bir bilimdir. Belli olgu ve kurallar üzerine kurulmuştur. Sosyal ve kültürel farklılıklar olsa da siyasi ideolojilerin temelinde “güç” yatar. Bu gücün kaynağı, halk ve lider arasındaki hassas denge üzerine kurulu olan “strateji”dir. Güç kavramı, siyasal düzenin kurulmasındaki en büyük faktördür.
Gücü dizginleyen, gücü kontrol eden ve gerektiğinde doğrudan kullanabilen, sistematik bir yaklaşıma sahip olan kişi “doğru lider”dir.

Güç, siyasal düzende zehirli bir elementtir. Zaman kavramı ile eşgüdümlü olarak ilerleyen güç, siyasi ilişkilerde “zehirlenmelere” yol açar. Güç normlarının tetiklenmesi sonucunda, egonun yüksek tepkiler vermesiyle siyasal düzende aksaklıklar başlar. Bu durum, lider için sonun başlangıcıdır.

Siyaset bilimi, çoğulcu düşünce yapısı içinde ilerleyen “teşkilatlanma” esasına dayanır. Liderin teşkilat içinde rehavete kapılıp gücü kontrol edememesi sonrasında ortaya çıkan düzensizlik, yeni fırsatçıları beraberinde getirir. Ekip ruhunun ortadan kalkmasıyla birlikte yeni zehirli oluşumlar türer.

Aslında bu zehirlenmelerin kökeninde “yalakalar ve yancılar” yatar. Siyaset bilimindeki en tehlikeli parazitlerdir bunlar. Hiçbir amacı ve gayesi olmayan, sadece günü kurtarmak amacıyla ortaya çıkan tiplemelerdir.

Bunlar, bir tef önünde oynayan ayı misalidir.
Tefi çalan liderin etrafındaki izleyicilerin sayısı arttıkça, tefin etkisi de artar. Ancak kalabalığın içinde değişmeyen tek şey ayıdır. Ayı sadece oynar; keramet ayıda değil, liderdedir.
Bilge liderler iyi bilir ki bu ayılar, tef kimin elindeyse ona oynar.

Amma velakin, lider olur da bir boşluğa düşerse, elindeki tefi bırakıp ayının büyüsüne kapılırsa, bunun bedelini ağır öder.

Bir Rus atasözü der ki:

“Ayıyı dansa kaldırırsan, dans sen vazgeçtiğinde değil, ayı vazgeçtiğinde sona erer!”

Putin’in tefi mi? Zelensky’nin ayısı mı?
Bekleyip göreceğiz...