Şair Eşref ve torunu Yenipazar Kaymakamı Eşref Ozan

untitled-2-003-001.jpg

İzmir’de Montrö Meydanında otobüsten indiğimizde

Şair Eşref Bulvarındaki heykeli önünden geçerken üstadın hınzırca

Bakışını hisseder, bir yandan da şiirlerini anımsayıp da gülümserdim.

Şairin geride kalan ailesine soyadı kanununda OZAN soyadı verilir.

“Ağaca çıkan keçinin dala bakan oğlağı olur!”

Dedesi Şair Eşref’in adı verilen torun Eşref Ozan, dede mesleğini seçer.

Kaymakamlık…

Emekli İlköğretim Müdürü Rahmetli Mustafa Çam Hocanın anlattığına göre…

Yenipazar ilçesinde torun Eşref Ozan kaymakamlık yapar.

Kasabada yaşlıları sıkça ziyarete gittiği hatırlanır.

Bu arada keyifli akşam sofralarından da söz edilir.

Hemşerimiz milletvekili Sayın Ertuğrul Kumcuoğlu ile de Mülkiye’den tanışıklıkları olduğunu da öğreniyoruz.

O da nüktedanmış dedesi gibi…

Amma bir kul kayıt etmemiş söylediklerini…

Sadece hatırlanan şu dizeler kalmış,

Şu Yenipazar’ın at, inek doludur irimleri,*

Eşref kulunda hasretidir İzmir’e gitmeleri

Genç Kaymakam çok sevdiği İzmir’e gitmelerindeki bir kazada can verir.

1960’lı yılların sonunda Selçuk ilçesine bağlı Aziziye (Çamlık) köyü civarında trafik

kazasında genç yaşta hayata veda eder.

İlçe halkınca Jandarma Karakolu yanındaki caddeye “Eşref Ozan Caddesi” adı verilerek

Genç Kaymakamın adı ve anısı yaşatılmaktadır.

**

Bir soğan soyuluyor,

Yaşarıyor gözler,

Bir memleket soyuluyor,

Aldırmıyor öküzler...

**

Yukarıdaki dizelerin sahibi Şair Eşref ise,

Türk edebiyatının en güçlü hiciv şairlerinden biridir.

1847 yılında Kırkağaç’ın Gelenbe kasabasında dünyaya gelir.

Havasından mı, suyundan mıdır bilinmez.

Bir diğer üstat, tiyatro ustası Tevfik Gelenbe de burada doğmuştur.

Rahmetli Gelenbe, “Arap Bacı” tiplemesiyle hatıralarımızda yer alır.

**

Şair Eşref, birçok kasabada kaymakamlık ve Adana vali muavinliği görevlerinde

bulunur. Eşref’in tayini Sivrihisar’a çıktığı zaman canı çok sıkılır.

Sivrihisar yerine Akhisar’a gitmek arzusunu yakın dostu İzmir Valisi Kamil Paşa’ya şu

dörtlükle bildirir:

“Beni Sivrihisar’a merhamet et oturtturma,
Kerem kıl Akhisar’ı, dersen İzmir’den ırak olsun,
Mücerret bir hisara gönderilmekse eğer maksat,
Efendim başı sivri olmasın da, bari Ak olsun.”

Kırkağaç da Kaymakamlık yaparken Dâhiliye Nezareti’nden kaymakamlık binasının onarılması için gerekli masrafların bildirilmesi emri gelir. Eşref, “binanın muhtelif yerleri akıyor” cevabını gönderince, ”Binanın nereleri akıyor? Ayrı ayrı bildiriniz” demektedir Devlet-i Aliye.

Eşref bu işe kızar, telgrafta kısaca:

“Binanın musluklarından başka her yeri akıyor...”

1914’de Kırkağaç’ta vefat eder.

Mezar taşına şu dörtlüğü yazdırır;

“Kabrimi kimse ziyaret etmesin Allah için
Gelmesin reddeylerim billâh öz kardaşımı
Gözlerim ebna-yı âdemden o rütbe yıldı kim
İstemem ben Fatiha, tek çalmasınlar taşımı…”

Yazıldı yazılmasına ama Eşref’in mezar taşı iki kez çalınır.

Üçüncü kez de yakın bir zamanda yine çalınır.

Geriye kırık bir halde tekrar getirilip başucuna bırakılır.

Ruhları şad olsun!

(* İrim:Dar ve çıkmaz sokak)

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
2 Yorum