Savuntu

İlinti

Takıntı

Saplantı

Kuruntu

Savuntu

Hepsi sırayla

İldik

İliştirdik gönlümüzün bir köşesine

‘İyidir hoştur” diye

Gel zaman git zaman

Sevdik de alasından

Takıldık

Takılı kaldık sonra

Kötüsünü iyisine yorup “İnsanlık halleri” söyleminde

Kandırdık kendimizi

Bile isteye inandık

Taktıkça taktık

Saptı samandı derken

Saplanıp kaldık kendi kendimizi yerken

tükenip bittiğimizi farketmeden

Süpürgelik saçımız sürmelikten bile çıktı

Yetmişlik yeni yetme yükünü yıktı da ancak akıllandık

Anladık da hem

Çıkmadıkça canın çıkmayacağını huyun

Kaynağından kuruduğunu suyun

Meğer

Kuruntu

Hepsi kuruntuymuş aşka dair bildiklerimizin

Bir çiğnemlik Mezeke’ymiş tümü işliğimize ildiklerimizin

Sandık sandık sandıklarımız eğreti birer öğretiymiş eskilerden kalma

Bal da kokarmış mesela

Asıl da azarmış

Kul azmayınca da yazarmış bela Mevla

Balık kuyruktan kokarmış asıl

Baş dediğin bildiğin safsataymış

bizim yazıp oynadığımız

Küheylan varsayıp kocamış kurdu

Bolu beyine hasımlık noktasında haramızda toynadığımız

Kuruntuymuş kuruntu

Zır avuntu anlayacağınız

Yaşamak adına

Zoraki uyum

Sırf bir duyum üstüne kurduğumuz

Savuntu

Ele güne karşı uydurduğumuz

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.