Şerif KUTLUDAĞ

Şerif KUTLUDAĞ

Trenlerin dili olsa!..

Ne zaman İzmir-Denizli; Denizli-İzmir arasında trenle yolculuk yapsam trene dair türküler, filmler, anılar ve yolculuklar gelir geçer gözlerimin önünden…

Nasıl gelip geçmesin ki?

Bir kere ülkemizde Osmanlı Devleti döneminde ilki 1856’da döşenen İzmir-Aydın demiryoluyla başlayan, Haydarpaşa-Hicaz ile devam eden süreçte Osmanlı Devleti döneminde toplam 8343 kilometrelik demiryolu inşa edilmiştir. Bu yollardan 4112 km’si Türkiye Cumhuriyeti sınırları içerisinde kalmıştır

O tarihlerde demiryollarının geçtiği güzergâhlar o günden bugüne değişmeden gelmiştir. Bundan dolayı da tek katlı taştan yapılmış istasyon binalarıyla, bahçelerindeki asırlık çınar, dut ya da çam ağaçlarıyla, çay bahçelerinde oturan yıl yorgunu insanlarıyla, tünelleriyle, tarihe mal olmuş hatıraları taşır gelirler geçmişten bugüne…

Hele ki demiryollarının geçtiği yerlerin doğası!.. Yapıldığı yılların imkânıyla yapılan tünellerin yanında sağlı sollu doğal ortamların bitki örtüsü çeşitliliği vb insana aynı huzuru vermeyi sürdürüp gelmişlerdir geçmişten bugüne…

Oysa oto yollar bu süreçte defalarca yenilenmiş, genişlemiş vb işlem görmüştür: Şose denilen toprak yollarla başlayan ve otobana gelişteki hızlı değişimler bir anlamda geçmiş ile olan bağlantıları da silip atmıştır.

Bu konumlarından dolayı olsa gerektir, önceleri Avrupa’da ün kazanan Orient Exspress/Şark Ekspress gibi doğuyu tren yolculuklarıyla yaşamak, nostalji dediğimiz geçmişe özlem duygularını yaşayabilmek için ülkemizde de son yıllarda Ankara-Kars arasında Şark Ekspresi seferlerinin düzenlendiğine tanık olmaktayız.

1969-1970’te Aydın Lisesi 1. Sınıf öğrencisi iken Aydın’da seyrettiğim Doktor Jivago filminin tren sahneleri gözlerimin önündedir hâlâ…

1940’lı yılarda Kırım Türkleri ve Ahıska Türklerinin hayvan vagonlarına doldurularak Sibirya derinliklerine sürgün edilişlerini konu edinen belgesel filmler beraberlerinde kara trenlerle yaşanan acıları hatırlatırlar…

Turgut Özakman’ın “Şu Çılgın Türkler” kitabında İstiklâl Harbi yıllarında o günün şartlarında trenlerin nasıl zorlukla çalıştırıldığına dair hatıralar vardır.

Karayollarından önce ulaşımın birinci önceliği olan trenler hakkında ne türküler yakılmış ne şiirler yazılmış, ne filimler çekilmiştir.

“Tren gelir hoş gelir // Ley, ley, limilimi ley

Odaları boş gelir // Ley, ley, limilimi ley

Odaları boş gelir // Lim, lim güzel gel bize!..

Kara tren gelmez mola // Düdüğünü çalmaz mola

Gurbet ele yar yolladım // Mektubumu almaz ola

Ve… Özhan Eren’in kazandırdığı Kara Tren isimli türkü, bütün zamanların acılarını taşıyıverir geçmiştin bugünlere:

Gözüm yolda gönlüm darda

Ya kendin gel yada haber yolla

Duyarım yazmışsın iki satır mektup

Vermişsin trene halini unutup

Kara tren gecikir belki hiç gelmez

Dağlarda salınır da derdimi bilmez

Dumanın savurur halimi görmez

Gam dolar yüreğim gözyaşım dinmez

…Ben şahsen 1954 doğumluyum… Tren türküleriyle büyüdüğüm için midir nedir… Oldum olası trenle yolculuğu çok severim. İzmir-Denizli; Denizli-İzmir arası yolculuklar bana ne çok dostlar ve dostluklar kazandırmıştır anlatamam!..

Turist gençlerle kıt kanaat İngilizcemle iki saat boyunca güle oynaya İngilizce konuşmak mı dersiniz, İranlı bir gençten İran kültür tarihi üzerine bilgiler derlemek mi dersiniz, ilk kez karşılaştığınız yolcularla sözüm ona kahvaltınızı paylaşmak mı dersiniz, PAÜ’den yıllar önce mezun ettiğiniz öğrencilerinizle karşılaşmak mı dersiniz arada bir telefonla konferans verircesine konuşanların aile meselelerini dinlemek mi dersiniz daha da neler neler!..

Unutulmaz güzelliklerden birisini ise en son yolculuğumuzda Aydınlı bir yol kardeşi ile yaşadık unutulmaz bir tasavvuf sohbetiyle…Her tren yolculuğunda olduğu gibi yine tevafukken trenin ortada yer alan masasının etrafında buluştuk yol kardeşimizle…

Âşıklar harabat olur

Hak katında kutlu olur

Muhabbet baldan tatlı olur

Doyamazsın demedim mi

Diyen Pir Sultan Abdal’ın gönül dilinden dökülen sözleri misali, muhabbet baldan tatlı olunca doyamadık elbette…

Şimdi sözün burasında, İzmir-Denizli ya da İzmir-Uşak güzergâhında yaşayan insan zengini olmak isteyen, farklı insanları tanımak ve insan biriktirmek isteyen duygusal kimselere benim nâçizâne tavsiyem üç dört arkadaşla tren yolculuğudur.

Hani hep hayal kurarız Şark Ekspresi haberlerini okuyunca ve “Âh!.. İmkanım olsaydı da ben de katılabilseydim bu seferlere!..” deriz ya!.. Hiç hayıflanmaya gerek yok değerli okurlarım. Basmane’den ya Torbalı’ya, Çamlık’a, haydi Aydın’a kadar diyeyim günü birlik gidip gelinebilir. Alınız yanınıza birkaç dostunuzu, yolluğunuzu ve keyfini sürün derim tren yolculuğunun…

GÜL/AYDIN… SEVGİLERİMLE…

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.