Vah CHP Vah!

 

Sayın okurlar 24 Haziran seçimleri bitti.

Artık kazanan ve kaybeden açıklandı.

Kim ne derse desin CHP kaybetti.

CHP’nin kalesi olan Aydın’da bile AKP oylarını artırırken, CHP düşüş yaşadı.

Bu düşüşün sebeplerini geçen haftaki yazımda biraz anlatmaya çalıştım. Aydın’daki sıralamanın ne kadar yanlış olduğunu uzunca anlattım.

Ben beni bildim bileli 75 senedir bu seçimlerde parti içi koltuk kavgasını demokrasi mücadelesi zanneden zihniyet ne yazık ki, bu partide hiç eksik olmadığı gibi, hep etkin konumda da oldu. Sorsanız, ülkenin kurtuluş umudunun bağlandığı bu partide böylesi bir zihniyetin hiç olmaması gerektiğini herkes söyler. “Birlik ve beraberlik” sözünü ağızlarından düşürmeyenlerin ihtiras kavgalarıdır bizi kahreden!... Bu kavgaların yarattığı parçalı ve uyumsuz yapıdır her seçimi hezimetle bitiren. Ve bundan hiçbir ders çıkarmadan zaferi(!)  gelecek seçime erteleyen koltuk erbaplarının(?) günü kurtarma adına mazeretli açıklamaları insanı güldürüyor ve komik geliyor.

Ne kaybedenler kaybettim gideyim diyor, ne de koltuk sevdalısı sabırla beklemesini… Zira taraflar nazarında gitmek onursuzluk, beklemek ise fırsatı kaçırmaktı. Oysa bu koltuk kavgasının sonunda kaybedenler kim biliyor musunuz?  Bu davaya inanan yüreklerini ortaya koyan yurtseverler ve Atatürkçülerdir. Bu olumsuz durumu yaşatanlar utansın. Koltuk sevdalılarının oturup yenilginin siyasal, toplumsal, örgütsel, sosyolojik hatta psikolojik analizi ve tahlili yapılmak yerine mücadelenin “koltuk” kavgasına indirgenmesi, hiç kimse kusura bakmasın ama doğrudan aymazlık ve gönül verenlere biraz ağır olacak ama ihanettir.

Sayın Kılıçdaroğlu mütevazi tavrı adam gibi duruşu demek pek yaranamıyor. Herhâlde biraz argo öğrenmesi gerekiyor.

Şu aşamada kurultay çağrıları yapmak ayıplanacak bir durumdur.

Hani derler ya koyun can derdinde kasap et derdin de diye. Koltuk onların olsun da gerisi önemli değil.

Sayın Muharrem İnce CHP tarafından Cumhurbaşkanı adayı gösterilince katıldığı bir televizyon programında; ‘bundan sonra benim ağzımdan genel başkanlık adaylığı gibi bir söz duymayacaksınız. Artık ben genel başkan Sayın Kılıçdaroğlu’nun karşısında aday olmayacağım’ şeklinde cümleler kuran İnce, seçimden sonra genel başkanla yedikleri yemek sonrasında “Ben Sayın Kılıçdaroğlu’na sen onursal başkan ol ben Genel Başkan olayım diye teklif götürdüm” diye gazetecilere açıklama yapıyor.

Bence bu çok ayıptır.

Hem yemeğe davetli ol, hem de çık bu demeci ver.

Bu benim şahsi görüşüm eğer Sayın İnce Genel başkan olsa parti bu durumdan daha kötü olur.

Sayın ince yok kurultay toplansın yok genel başkan değişsin demekle gönüllerini ve yüreklerini ortaya koyup iyi bir sonuç bekleyen ve hezimete uğrayan CHP’lilere karşı dürüst olmamaktır.

Sayın Kılıçdaroğlu’nun da hataları olmadı mı? Elbette oldu. Sen Eren Erdem, Barış Yardakaş, Mustafa Balbay gibi önemli isimler aday gösterme sadece and içme merasiminde yemin etsin dört sene yan gelip yatan adamları milletvekili yap.

Sayın okurlar ben bir yerde Sayın Baykal’ı da şaşıyorum. Yürüyemiyorsunuz,  gerekli hareket edemiyorsunuz, temennimiz ve duamız Allah iyiliğini ve sağlığını versin. Artık bir kenara çekilip partililere ağabeylik yapması gerekirken hala milletvekilliği istemesini yadırgadım.

Yetkililerin bu durumları gerekli şekilde değerlendirerek geleceğe umut verecek şekilde hareket etmeleri gerekir.

Yoksa umut bağlayanların umutları hepten yok olur. Bunun vebali de çok ağır olur.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
1 Yorum