Şerif KUTLUDAĞ

Şerif KUTLUDAĞ

2025’ten… 2026’ya…

Bugün 31 Aralık 2025…

2025’in son günü. Bu gece saatler 00.01 gösterdiğinde 2026 Takvim Yılı’na “Merhaba!..” demiş olacağız değerli okurlarım…

Bu gece bir günün bir kısmının gündüz bir kısmının gece oluşuna misal bir durum yaşayacağız yine…

Bir yanda özellikle büyük kentlerde her şeyin paraya tahvil edildiği anlayıştan kaynaklanan günler öncesinden başlayan süslemeler ve yıl başı kavramını yansıtan her türden giyecekler. Yiyecekler vb.

Diğer yanda da evlatlarını çeşitli sebeplerle kaybetmiş evlerde yaşanacak hüzün dolu tablolar.

Daha iki gün önce Yalova’da terör örgütü DEAŞ'a yönelik operasyonda şehit olan polis memurları Turgut KÜLÜNK, Yasin KOÇYİĞİT ve İlker PEHLİVAN’’ın evlerinde yaşanıp giden yas havası

İşte Yalova'da Yalova Emniyet Müdürlüğü bahçesinde düzenlenen cenaze töreni sırasında şehit polislerin yakınları tabutlara sarılarak gözyaşı dökerlerken düzenlenen törende konuşan İçişleri Bakanı Ali Yerlikaya, Külünk, Koçyiğit ve Pehlivan'ın "vatan toprağı ilelebet payidar kalsın" diye canından geçen nice yiğitler gibi şehitler kervanına katıldığını söylüyor ve sözlerini şöyle sürdürüyordu.

"Onlar nazlı hilal uğruna ölmeyi göze alan şehitler ocağının neferleriydi. O şehitler ocağı ki aziz milletimizin sinesidir. O sinede iman, cesaret, istiklal vardır. Kahraman şehitlerimiz, sizler şehitler tepesini boş bırakmadınız. Şanlı bayrağımıza rüzgar oldunuz, vatanımıza siper oldunuz. Sizler, asil milletimizin alın yazısına 'şan ve şeref' olarak yazıldınız. Sizlere minnettarız. Rabb'im sizden razı olsun.

Kahraman polislerim, bugün uğurladığımız silah arkadaşlarınızla birlikte sizler kadın ve çocukları kendine kalkan yapan hain teröristlerin karşısında sabırla, azimle, dirayetle dimdik durdunuz. Milletimize pusu kuranların tuzaklarını başlarına yıktınız. Sizlerin asaleti ve kahramanlığı sadece yüreğinizde taşıdığınız cesaretle değil, vicdanınızda, merhametinizde ve insanlık onurunuzda saklıdır. Allah hepinizden razı olsun…" diyordu.

Değerli okurlarım Cennet Vatanımız Türkiye’mizin çevresinde bir ateş çemberi oluşturulduğunu görmek için müneccim olmaya gerek yok!.. Her şey bütün gerçekliğiyle apaçık ortada…

Karadeniz’in kuzeyinde yıllardır bitmeyen ve bitirilmeyen bir Ukrayna-Rusya Savaşı sürüp gidiyor açığıyla gizlisiyle…

24 Aralık 2025 günü Ankara'da Libya heyetini taşıyan uçakta buluna Libya Genelkurmay Başkanı Orgeneral Muhammed Ali Al-Haddad ve beraberindeki heyetten kurtulan olmadığı haberlerinin hafızalarda yarattığı deprem hâlâ devam ediyor. Neden düştü? Nasıl düştü? Niçin düştü? vb. beyni çatlatan sorular, sorular, sorular…

Bu soruların cevabını bilmek için de müneccim olmaya gerek yok. Şöyle ki: İsrail ile Yunanistan’ın deniz anlaşmalarını bozan bir Türkiye-Libya anlaşmalarının varlığını bütün dünya biliyor.

Böyle bir ortamda Libya heyetinin Türkiye ziyareti bitişinde Libya heyeti Ankara’dan ayrılırken daha uçak Ankara ilinin dışına çıkmadan düşürülmüş/düşmüş olmasının gerisinde Türkiye’ye göz dağı verme niyetinin olmadığına ancak kargalar bile güler değil mi değerli okurlarım…

Daha geçtiğimiz haftalarda Karadeniz sularında iki Türk gemisinin batırılışı, sayısını bilemediğimiz Sihaların ülkemiz topraklarında düşürülmesini hayra mı yoralım!..

Türkiye’miz Sudan’daki iç çatışma ve ayrışmayı durdurmaya çalışırken İsrail’in Somaliland’ı devlet olarak tanıdığını ilan etmesi yeni bir kriz alanı değil mi? “Terörsüz Türkiye!..” çabalarının nirengi noktası olan YPG’nin İsrail ile iş birliği derken sahaya DEAŞ’ın sürülmesi vb pek çok konu 2026’nın ülkemiz ve çevremiz açısından sıkıntılı geçeceğinin birer göstergesi olarak durmaktadır karşımızda…

Tarihin bizlere sunduğu bir gerçek vardır: “Başka devletlerin merhametine/korumasına sığınarak devlet olunmaz!.. Eğer devlet olacaksanız kendi varlığınız, kendi gücünüzle dünyaya karşı “Varım!..” iradesini sergilemeniz gerekir…

Şu anda Ortadoğu’da terör estiren ve büyük devletlere sırtını dayayarak büyük devlet kurma hayalleri içerisinde kendi gerçeğinden kopuk olan İsrail, kendisini koruyan devletler ortadan kalktığında ya da güçten düştüğünde kendi cüce kimliğiyle karşılaşacaktır hiç şüpheniz olmasın…

Türk Milletine gelince tarihin tanıklık ettiği 16 büyük 48 küçük devlet vardır özgeçmişinde. Anadolu’ya son gelişimiz olan 1071’le başlayan Anadolu Selçuklu ve Osmanlı Devleti Türk Milletinin bin yıllık tarihine tanıklık eder bu topraklar.

Sadece bin yıla yaklaşan Anadolu merkezli Türk Milleti gerçeğinin tarihi tecrübesiyle varlığını sürdüren Türk Milleti Atatürk’ün söylemiyle “…. ilelebet pâyidâr kalacaktır!.. Sonsuza kadar yaşayacaktır!..”

Yaşlı kuşaktan çok kişinin şikâyetçi olduğu “Z kuşağı”nın “Yapay Zeka” ile yeni bir Türk Çağı oluşturacağına yürekten inanıyorum ve onların başarısı için dualar ediyorum…

2026 Takvim Yılı’nın, insanlığın yüzünü de güldürecek olan Türk Milletine gülümsemesi dilekleriyle…

GÜL/AYDIN… SEVGİLERİMEL…

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.