
Ramazan TÜLÜ
Adalete ulaşmak
Yıllar önce cumhuriyet gazetesinde bir öykü okumuştum.
Olay tahminen 1940 ya da 1950'li yıllarda geçiyordu.
Öykü şöyleydi; Ücra bir Anadolu Köyündeki ihtilaflı bir taşınmaz üzerinde mahkemece keşif yapılacakmış. Mahkeme Hâkimi, Zabıt Katibi, Mübaşir ve Ehlihibre (Bilirkişi) den oluşan Keşif heyeti ve yanlarındaki ak sakallı oldukça ihtiyar olan davacı amca ile birlikte katır sırtında, yüksek dağ başında bulunan davaya konu gayrimenkule ulaşabilmişler. Bilirkişiler ölçmüş, biçmiş, Zabıt kâtibi de daktilo ile keşif zaptını hazırladıktan sonra hep birlikte zabıtlar imzalanmış ve Hâkim Bey bir sigara yakıp tüttürürken davacı yaşlı amcaya hitaben;
-Bu tarlayı satsan kaç lira eder Bey Amca?
Davacı Amca da;
-20 lira eder Hâkim Bey.
20 lira gibi cüzi bir rakamı işiten Hâkim;
-Ay amcacığım, 20 lirayı benden isteseydin ve ben de sana verseydim ve bizi buralara kadar yormasan olmaz mıydı?
Hâkimin bu yorumu ve anlatımı karşısında şaşkına dönen davacı amca memnuniyetsizliğini belirtmek için öyle bir cümle kurar ki heyettekileri hayrete düşürür, Çünkü Davacı Amcanın ağzından böyle bir cümle çıkacağını tasavvur bile etmemişlerdir.
“-Evladım, Ben 20 liranın peşinde değilim, Adaletin peşindeyim. Adalet arıyorum.”
O Amca aradığı adalete ulaştı mı bilinmez ama bu ülkede oldum olası hiçbir zaman Adalet Sisteminden yakınmalar bitmemiştir. Zaman zaman kısmı iyileştirmeler ve reformlar yapılsa da; çoğu zaman “adalet mi var”, “Adalet/güçlüden yana”, “Zengin arabasını dağ başından aşırır, fakir ise düz yolda yolunu şaşırır” misalinde vurgulandı gibi adalet güçten güçlüden ve zenginden yana olduğu algısı ve iddiası ile memnuniyetsizlerin sayısı, yakınmaları artırmaktadır.
Sayın Adalet Bakanımızın hemen hemen her olayın akabinde verdiği beyanat “Ülkede bağımsız ve tarafsız yargı vardır. Bekleyelim görelim” şeklinde olsa da RTÜK ve TÜİK gibi kurumların objektifliği (gerçekçiliği) ve tarafsızlığı konusunda yorum yapmaya gerek var mı? Çünkü bu hususlar hep görecelidir.
Geçen gün telefonuma bir “yapay zekâ” programı indirdim. Biraz da muzırlıkla bir soru sormak geldi, içimden. Aklıma gelen ucu açık net olmayan “Ülke de adalet var mı?” şeklinde bir soru yazdım. Ülke ismi belirtmedim, detaya girmedim yani. Cevap olarak gelen uzunca metni tırnak içinde aşağıda sizlere sunuyorum.
“ Türkiye'deki adalet sistemi, anayasal güvenceler ve uluslararası standartlara uyum çabalarıyla sürekli bir değişim ve reform sürecindedir. Ancak, sistemde bazı önemli sorunlar ve eleştiriler de bulunmaktadır.
Olumlu Yönler ve Reform Çabaları:
* Anayasal Temeller: Türkiye Cumhuriyeti Anayasası, ülkeyi bir hukuk devleti olarak tanımlar ve yargının bağımsızlığını güvence altına alır.
* Kapsamlı Reformlar: Özellikle son yıllarda yargı sisteminde kapsamlı reformlar yapılmıştır. Bunlar arasında Anayasa ve temel yasalarda yapılan değişiklikler, yargılama sürelerini hızlandırmayı amaçlayan yargı reform paketleri yer almaktadır.
* İnsan Haklarına Vurgu: Türkiye, temel hak ve özgürlüklerin korunması konusunda önemli adımlar atmıştır. Yerel hukuk sistemini uluslararası sözleşmelerle entegre ederek vatandaşlara geniş hak ve özgürlükler sunma çabası içindedir.
* Eşitlik İlkesi: Yasalar önünde dil, ırk, renk, cinsiyet, siyasi düşünce, felsefi inanç, din, mezhep vb. ayrımı yapmaksızın herkesin eşit olduğu belirtilmiştir.
* Erişim ve Hukuki Yardım: Hukuka erişim ve hukuki yardım, Türkiye'de giderek daha fazla önem kazanmaktadır. Adalet Bakanlığı'nın stratejik planlarında bu konuya yer verilmektedir.
Mevcut Sorunlar ve Eleştiriler:
* Yargı Bağımsızlığına İlişkin Endişeler: Özellikle 2016'daki darbe girişimi sonrasında binlerce hakim ve savcının görevden alınması, yargı bağımsızlığına yönelik ciddi endişelere yol açmıştır. Birleşmiş Milletler dahil olmak üzere birçok uluslararası kuruluş, hükümetin yargı üzerindeki sistemik müdahalesi konusunda uyarıda bulunmuştur.
* Yargıdaki Gecikmeler: Türk ceza mahkemelerindeki davaların birikimi önemli bir sorun olmaya devam etmektedir. Bu durum, davaların uzun sürmesine ve adaletin gecikmesine neden olmakta, hem mağdurları hem de sanıkları olumsuz etkilemektedir.
* Yolsuzluk İddiaları: Yargı içinde yolsuzluk ve görevi kötüye kullanma iddiaları, kamuoyunda güvenin sarsılmasına neden olmaktadır. Özellikle üst düzey yargı mensuplarıyla ilgili yolsuzluk raporları bulunmaktadır.
* Siyasi Etki: Yargıdaki bazı atama ve terfilerin siyasi bağlantılarla yapıldığı iddiaları, yargının tarafsızlığına gölge düşürmektedir.
* Avukatların Durumu:
Avukatların mesleklerini icra ederken baskı ve misilleme korkusu olmadan çalışabilmeleri, işleyen bir demokrasinin temel taşlarından biridir. Ancak Türkiye'de avukatların yargılanması ve hedef alınmasıyla ilgili endişeler dile getirilmiştir.
Sonuç olarak, Türkiye'de adalet sistemi önemli reformlar geçirmiş ve anayasal olarak güçlü temellere sahip olsa da, özellikle yargı bağımsızlığı, adil yargılanma hakkı, yolsuzluk iddiaları ve yargıdaki gecikmeler gibi konularda ciddi eleştiriler ve çözülmesi gereken sorunlar bulunmaktadır.”
İstiyorsanız siz değerli okurlarım da aynısını ve benzeri soruları sorabilir.
Laf aramız da Ben bu yapay zekâyı beğendim arkadaş.
Konuyu hiç eğip bükmeden herkesin anlayacağı türden ve naif bir ifade ve objektif (gerçekçi) bir şekilde anlatıyor bizlere…

Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.