Aydın neden bu hâlde?

Bu hafta çıktığımız gezinin ilk durağı Konya’ydı. Mevlâna’nın memleketinde, sevginin ve hoşgörünün izinde dolaştık. Servet Töz, köşesinde “Gel, ne olursan ol yine gel…” diyerek aktardı izlenimlerini. Ardından Kahramanmaraş’a geçtik. “Maraş bize mezar olmadan, düşmana gülizar olmaz!” diyen o asil ruhun topraklarında yürüdük. Servet Bey onu da kaleme aldı.

496922413-18326084863163712-4664905145004316243-n.jpeg

Sonrasında yolumuz Gaziantep’e düştü. Gazi unvanını sonuna kadar hak eden, tarih kokan o güzel şehir… Antep Harbi’nde, kadınıyla erkeğiyle, genciyle yaşlısıyla tam 10 ay 9 gün düşmana direnen bir halk… Her sokağı direniş, her köşesi tarih… Gaziantep Savunması Kahramanlık Panoraması’na girerken içim titredi. Servet Bey dönüp dedi ki:

“Gaziantep’in Şahinbey’i varsa, bizim de Yörük Ali Efe’miz var… Peki biz bu kahramanlara neden sahip çıkamıyoruz?”

Bir düşündüm… Gaziantep’te 20’ye yakın müze var. Her biri ayrı bir hikâye anlatıyor. Sabun Müzesi, Hamam Müzesi, Panorama, Pekmez Müzesi… Bizim Aydın’da ne var? Bir saat bile zaman geçirilecek, tarihimizi anlatan doğru düzgün bir yer yok. Bizim efelerimiz, bizim destanlarımız anlatılmıyor. Sadece adını tabelaya yazıp, fotoğrafını bilborda koymakla olmuyor bu işler.

Servet Bey’in Gaziantep izlenimlerini sosyal medyada paylaştığı gönderisinin altına yapılan yorumlara baktım. Kimi ince ince dokundurmuş, kimi içini dökmüş. Zeki Altın, Aydın Büyükşehir Belediye Başkanı Özlem Çerçioğlu'nu kastederek; “İhtiyacımız yok; bize topuklu efenin bilbordlardaki resimleri yetiyor” demiş. Haksız mı? Vitrin güzel ama içi bomboş. Cengiz Çelik, yıllardır Antep’in müzelerini geziyor, fotoğraflıyor, anlatıyor. Peki bizde niye yok? Neden kimse düşünmüyor?

Aydınımıza yakışmaz mıydı koskoca bir Kuvayi Milliye Müzesi? Yörük Ali Efe’nin tüfeği, Demirci Mehmet Efe’nin kuşağı, Çete Ayşe’nin oyalı yazması… O günlerin yaşanmışlıkları… Rehber eşliğinde gezilen, halkın direnişinin anlatıldığı bir müze… Mehmet Çağrı Korkmaz’ın yorumunda dediği gibi, yanına bir de İncir Müzesi… İncirin tarihini, bereketini anlatan… Üreticinin malını satabildiği, halkın o kültürü tanıyabildiği bir mekân…

Yok!..

İsmail Kadı’nın dediği gibi, çünkü “yapacak kimse yok.

Galiba İsmail Kadı haklı:

"Gaziantep Büyükşehir Belediye Başkanı Fatma Şahin gibi bir başkanımız yok!"

Aydın olarak biz biraz böyleyiz galiba… Eleştirmeyi severiz ama iş yapmaya gelince bakar, bekler, geçer gideriz. Birilerinin “Halk ister Büyükşehir yapar” demesi boşuna değil. Çünkü biz böyle istemesek, yıllardır bu hâlimizle durur muyduk?

Ben isterim ki bir gün bu memlekette çocuklarımız, “Aydın milli mücadelenin şehridir” diyerek büyüsün. Geçmişini bilsin, müzesine gitsin, hikâyesini dinlesin. Efeleriyle, kızanlarıyla, inciriyle, zeytiniyle, destanlarıyla anılsın. Bir bilbord resmiyle değil, yaşanmışlıklarıyla, hatıralarıyla var olsun.

Artık birilerinin harekete geçmesi gerekiyor. Aydın’ın buna gerçekten ihtiyacı var. Bizim de çocuklarımıza anlatacak bir hikâyemiz olması için…

Gezdikçe anılarımızı ve gördüklerimizi sizlerle paylaşmaya devam edeceğiz.

ANNELER GÜNÜ

Dünyanın en güçlü, en güzel ve en sevgi dolu yürekleri… İyi ki varsınız! Tüm annelerimizin Anneler Günü kutlu olsun.

Sevgiyle kalın…

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.