Dr. Metin AYDIN
Aydın’da nadir toprak elementleri ve jeotermal
Nadir Toprak Elementleri (NTE) adlarına rağmen “nadir” değillerdir. Birçok yerde bol miktarda bulunurlar ancak ekonomik olarak işletilebilir cevherleri azdır.
NTE’leri 17 adettir. Bunlar; Lantan, Seryum, Praseodim, Neodim, Prometyum, Samaryum, Europyum, Gadolinyum, Terbiyum, Disprosyum, Holmiyum, Erbiyum, Tulyum, İterbiyum, Lutesyum, Skandiyum, İtriyum.
Başlıca kullanım alanları; yenilenebilir enerji ve elektrikli araçlar, elektronik ve bilgi teknolojisi, savunma sanayii, tıp ve sağlık, kimya ve metalürjidir.
Ana üretici ülkeler Çin (dünya üretiminin %60-70’i), ABD, Avustralya, Myanmar, Hindistan, Vietnam. Yeni rezervler saptanan ülkeler ise Grönland, Kanada, Türkiye’dir.
Türkiye, NTE açısından Avrupa’nın en zengin rezervlerinden birine sahiptir.
Türkiye’deki başlıca NTE yatakları; Eskişehir–Beylikova, Malatya–Kuluncak, Kütahya–Seyitömer, Manisa–Gördes, Burdur–Çanaklı, Isparta–Aksu, Aydın–Söke, Aydın-Çine, Bingöl–Karlıova, Erzincan–İliç, Konya – Karapınar’dır.
MTA ve Eti Maden’in yaptığı çalışmalar, özellikle Eskişehir Beylikova sahasının çok yüksek potansiyele (694 milyon ton cevher) sahip olduğunu göstermiştir.
Dünyada en önemli toprak altı kaynaklarının başında petrol, doğal gaz, maden, içilebilir ve kullanılabilir su kaynakları gelmektedir. Ne yazık ki günümüzde vahşi kapitalist ve sömürü uygulamaları sonucu bu kaynaklar yerel halkların refahı ve gelişmişliğine, sağlığına aracılık eden unsurlar olmaktan çıkarılmış, ekolojik yıkıma, savaş ve ölümünlere sebep olan kaynaklar haline getirilmiştir. Tıpkı Ortadoğu’da, Asya’da, Afrika’da, Güney Amerika’daki pek çok ülke ve bölgede olduğu gibi.
İçinde bulunduğumuz bilişim çağında NTE’leri dünyadaki tüm ülkelerin adil ve eşit gelişimine, refahına, sağlığına hizmet etmesi gerekirken tıpkı petrol, doğal gaz, maden, su kaynaklarının paylaşımında yaşanan savaş/ölümler vs.benzer sorunlara sebep olur hale gelmiştir. Günümüzde bu sorunların dünyada Rusya-Ukrayna savaşı, Erzincan-İliç maden kazası, ABD-Kanada/ ABD-Danimarka arasında siyasi pazarlık, ABD-Çin arası ticaret savaşı, ABD-Türkiye arası ticari ve siyasi pazarlık konuları şeklinde gündeme geldiğini ve yaşandığını görmekteyiz.
Aydın’da jeotermal kaynakların enerji üretimi için kontrolsüz, denetimsiz ve vahşi kullanımı tıpkı madenlerin ve NTE’lerin sebep olduğu ekolojik, ekonomik ve sağlık problemlerine benzer sonuçlara sebep olmaktadır.
NTE ile jeotermal kaynaklar arasında jeokimyasal, hidrotermal ve çevresel açıdan önemli ilişkiler bulunmaktadır. Bu ilişki özellikle jeotermal akışkanların kayaçlardan NTE çözmesi ve yüzeye taşınması üzerinden açıklanır.
Nadir toprak elementleri genellikle kayaç minerallerinde bağlı bulunur.
Jeotermal sistemlerde sıcak (50–300 °C) ve genellikle asidik veya alkali özellikteki sular bu minerallerle etkileşime girerek NTE’leri çözer. Bu nedenle jeotermal akışkanlar, yeraltındaki jeolojik ortamın NTE bileşimini yansıtır.
Bu sonuçlara göre her jeotermal kaynağa ve enerji üretimi için açılan her jeotermal kuyuya Nadir Toprak Elementi kaynağı ve Nadir Toprak Elementi üretim kuyusu olarak bakmak yanlış olmaz. Bu durum genelde Türkiye özelde Aydın’da her jeotermal sahasının, her jeotermal santralinin aynı zamanda birer NDE sahası ve NDE üretim tesisi görevi gördüğünü de göstermektedir.
Aydın’da ve dünyada yapılan çalışmalar bunun böyle olduğunu göstermiştir.
Türkiye’de, Aydın–Germencik, Kızıldere (Denizli) ve Simav (Kütahya) jeotermal sahalarında yapılan bazı çalışmalarda jeotermal akışkanlarda Lantan(La), Seryum(Ce), Neodim(Nd), Samaryum(Sm), Europyum(Eu), İtriyum(Y) gibi nadir toprak elementlerin µg/L düzeyinde varlığı saptanmıştır. Bu elementler özellikle silisli tortular, barit/floritli çökeltiler ve bor içeren fazlar içinde birikme eğilimi göstermektedir.
MTA ve bazı üniversite araştırmalarında (ör. Pamukkale Üniv., İTÜ) jeotermal çökeltilerin potansiyel NTE konsantratörü olabileceği rapor edilmiştir.
•İzlanda Reykjanes’de jeotermal akışkanlarda Nd, Sm, Eu, Gd olduğu ve magmatik gazlarla taşınım gösterdiği tespit edildi (Stefansson et al., Geothermics,2019).
•İtalya Larderello’daki jeotermal kaynaklarda Silis çökeltilerinde Ce, La, Nd zenginleşmesi saptandı (Möller et al., Chem. Geology, 2003).
•Japonya Beppu’da jeotermal sularında Ce saptandı (Kikawada et al., J. Geochem. Explor., 2015).
•ABD – Salton Sea’de jeotermal sularda yüksek NTE konsantrasyonu (ör. 20 µg/L) saptandı (Simmons et al., Geothermics, 2016).
Tüm bilimsel ve saha çalışmaları sonucu, 2020’lerden itibaren Avrupa Birliği “geotermal brine mining” (jeotermal akışkan madenciliği) projelerini desteklemeye başlamıştır.
Yüzeye çıkan jeotermal akışkanlarda NTE’leri bor, arsenik, florür, ağır metaller ile birlikte bulunur. Bu karışımların tarım alanlarına sulama veya çevreye deşarjı, uzun vadede toprak ve bitkide NTE birikimine yol açabilir.
Aydın’daki mevcut JES’lerin 25 milyon ton/yıl akışkanı reenjekte etmeyerek su kaynaklarına bıraktıkları göz önünde bulundurulduğunda, NTE’lerinin Aydın’da toprak ve bitkilerdeki NTE toksisitesinin ürkütücü boyutu ortaya çıkmaktadır.
Özellikle Aydın–Büyük Menderes Grabeninde yapılan çalışmalarda, jeotermal atık sularla sulanan topraklarda Ce, La, Nd, Y konsantrasyonlarının artışı, bitkisel dokularda izlenebilir düzeyde birikim rapor edilmiştir (Özdemir & Aydın, 2022; J. Environ. Radioactivity).
Uzun vadede bu durum, biyobirikim ve besin zinciriyle dolaylı insan maruziyeti riskini artırabilir. NTE’lerin insan sağlığı üzerindeki riski, kendisine eşlik eden Bor, As vb. kombinasyonu ile artar.
İnsanlar solunum, gıda/su, deri teması, tıbbi ajanlar ile NTE’lerine maruz kalabilirler.
NTE’leri kan yoluyla karaciğer, dalak, böbrek, kemik ve akciğer dokularında birikirler.
Böbrek yoluyla atılır, ancak dokularda uzun süre kalabilir.
NTE’leri Solunum sisteminde pnömokonyoz benzeri fibrozis (Zhang et al., Environ. Health Perspect., 2018); Karaciğerde mitokondriyal hasar (Wang et al., Toxicol. Lett., 2019); Böbrekte nefrojenik sistemik fibrozis (FDA, 2022; Boyd et al., Radiology); Sinir sisteminde nörotoksisite/davranış bozuklukları (Liu et al., Ecotoxicol. Environ. Safety, 2021); Kan ve kemik sisteminde hemoglobin sentezinde azalma/kemik iliğinde değişiklikler (Zhao et al., Biol. Trace Elem. Res., 2017); Üreme sisteminde sperm sayısında azalma (Chen et al., Reprod. Toxicol.,2020); DNA’larda Genotoksik/ kanserojen etki (IARC, 2023 pre-assessment) göstermektedir.
Sonuç olarak; Aydın’daki jeotermal faaliyetler ve ilişkili operasyonlardan kaynaklanan nadir toprak elementleri maruziyetinin değerlendirmeye, insan sağlığına etkilerinin belirlenmeye ihtiyacı olduğu görülmektedir.

Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.