Aynı dosya, farklı adalet!

Yine bildik bir tablo… Dosyalar açılıyor, ifadeler alınıyor, gözaltılar yapılıyor, manşetler atılıyor. Ama sonra bir bakıyorsunuz, bazı isimlerin üzerinden adeta sihirli bir el geçiyor. Ne ifade kalıyor, ne iddia… Dosya sayfaları birer birer kapanıyor. Aziz İhsan Aktaş dosyasında da tablo farklı değil.

İfadelerde açıkça isimler geçiyor, paralar aktarılıyor, talimatlar söyleniyor. Ama sıra Aydın’a gelince perde iniyor, sessizlik başlıyor. İş insanı Baki Nugay’ın, “Başkanın talimatı var” denildiği için yaptığı para transferleri kayıtlı. 160 bin TL Aydınspor 1923 Derneği’ne, 177 bin TL Bupar Araştırma Şirketi’ne, bir kısmı da elden ödemelerle… Her şey belgeli.

Aynı ifadeler, Adana Büyükşehir Belediye Başkanı Zeydan Karalar için “delil” sayıldı. Soruşturma açıldı, ifadeler alındı, tutuklama kararı çıktı. Ama aynı dosyada, aynı isimlerin geçtiği Aydın ayağına gelince “yargı frene bastı.”
Neden?
Hukuk coğrafyaya göre mi değişiyor?
Savcılıklar şehir şehir farklı mı çalışıyor?
Yoksa bazı isimlerin üzerinde görünmez bir “dokunulmazlık zırhı” mı var?

Bu zırhın tesadüf olmadığı da ortada. Çünkü Aydın Büyükşehir Belediye Başkanı Özlem Çerçioğlu’nun, “6 metrekarelik bir alanda yaşayamam” diyerek CHP’den ayrılıp AK Parti saflarına geçtiği dönemde bu sessizlik daha da belirgin hale geldi. Yani dosya aynı dosya, ifade aynı ifade… Ama “parti” değişince, yargının tavrı da mı değişiyor?

Üstelik Aziz İhsan Aktaş ile bağlantılı firmayla ilgili olarak, Çerçioğlu’nun eski danışmanı Erkan Karaarslan’ın da İçişleri Bakanlığı müfettişlerine verdiği ifade dikkat çekici. Karaarslan, “Bu ihaleyi bize verin, başkana her ay 250 bin TL ödeme yapalım,” demiş. Bu ifade de bakanlık dosyasında yer almasına rağmen Çerçioğlu'na dokunulmuyor.

Oysa adalet, birilerinin “dokunulmaz” olması için değil, herkesin eşit olması için vardır. Yasalar, iktidara yakın olanı koruyup muhalif olanı cezalandırmak için değil, suçu ve suçsuzu ayırt etmek için yazıldı. Ama bugün geldiğimiz noktada, “adalet” kelimesi bile bazen politik bir araca dönüşüyor.

Kamu vicdanı artık bu çifte standardı görüyor. Herkes biliyor ki, bazıları mutlaka “sıyrılır”, bazıları da “bedel öder.” Ama unutmamak gerekir: Gerçek adalet, kim olduğuna, nerede durduğuna, hangi partide yer aldığına bakmaz.

Bu ülke, birilerinin korunduğu, birilerinin harcandığı bu düzenden yoruldu. Çünkü adalet, herkes için işlemediği sürece kimse için tam değildir. Ve bu sessizlik, sadece bir dosyanın değil, bir dönemin aynasıdır.

Bazı dosyalar kapanmaz… Çünkü adaletin suskunluğu, toplumun vicdanında yankılanmaya devam eder.

Bu nedenle, Aziz İhsan Aktaş suç örgütüyle bağlantılı tüm firmaların aldığı kamu ihaleleri eksiksiz şekilde soruşturulmalıdır. Gerçek adalet, yalnızca bir kısmını değil, bütünüyle dosyayı görmekten geçer.

İşte o ifade tutanağından bir bölüm:

aziz-ihsan-aktas-ifade.png

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
2 Yorum