Mehmet KIZILASLAN

Mehmet KIZILASLAN

Başka Bir Barış Süreci

Şu önümüzdeki barış süreci tamamlanırken, ona paralel yeni bir barış süreci daha yaşanmak zorundadır.

Birçoklarınız bunun farkındasınız, ama dillendirmeye korkuyorsunuz. İlk dillendirmeyi bundan birkaç yıl evvelki yazımda, ikinci dillendirmeyi geçenlerde Aydında yapılan Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanlığının düzenlediği, Üniversite Sanayi İşbirliği Bölgesel toplantısında dillendirdiğim bu konu; Türkiye’nin işlerini yavaşlatan, ilerlemeyi, kalkınmayı geciktiren bir konudur.

Öyle tahmin ediyorum ki ileriki günlerde “ Biz Milletimizin, Sizlerin hizmetkârınızız” diyen, Başbakanımız ve kadrolarının gündemine bomba gibi oturacaktır.

Ülkemde hiçbir uyuşmazlık, hiçbir çekememezlik ve hiç bir kavga guruplar arasında, sektörler arasında kalmamalıdır ki; insanımızın eforu bunları aşmak yerine kalkınma ve refah için kullanılmalıdır.

Kimlerle barışacağız diyorsunuz?

Devlet sektöründekiler, özel sektördekilerle, özel sektördekiler devlet sektöründekilerle barışacaklar.

Bir savaş mı var ki barıştan söz ediyorsunuz diyenlerinize söylüyorum.

Evet gizli ve çok büyük bir savaş var.

Devlet sektörüne kapağı atıncaya kadar, aklınıza gelebilecek her yolu deneyenler, Devletin herhangi bir yerine yerleştikten sonra, sanki amcası, babası, dayısı özel sektörde değilmiş gibi kendisini dokunulmaz zannediyor, Özel sektördekileri çok kazanan, kazanırken, amelesini, işçisini sömüren ve vergi kaçıran hırsızlar gözü ile bakmaya başlıyor.

Bu bakış ona çalıştığı sürece, karşısındaki sektördekilerin işini kolaylaştırmak yerine, zorluk çıkarmak, işini yokuşa sürmek ve engellemek olarak yansıyor.

Bunların hepsi böylemi?

Hayır, gerçekten çıkıp geldiği yeri unutmayan çok değerli devlet sektöründe, Memur, Amir, Müdür, dostlarımız var bunlar istisna denecek kadar az. Onları tenzih ediyorum. Tanışıp tanışamadığım, ününü duyduğum bir çok devlet sektörü çalışanı bu anlattıklarımın dışında olabilir.

Her şeyin, kalkınmanın, refahın, huzurlu yaşamın, olmazsa olmazı üretimdir. Öyle değil mi? O halde Devlet üretimden çekilmek zorunda ise Dünya sisteminde, Üretimi kim yapacak?    

Özel sektör.

Siz özel sektördekilerin işini zorlaştırırsanız kimin işini zorlaştırmış olursunuz?

Milletin işini zorlaştırmış olursunuz.

Milletin durumu kötüye giderse siz maaşlarınızı nasıl alırsınız?

Devlet size maaşlarınızı ödeyemez. Bu tespit doğru mu? Evet doğru.

O zaman efendiler şimdi yapmanız gerekenleri söylüyorum.

Muhakkak size işi düşen vatandaşların işini son hızla yapınız. Gerekirse evraklarını ayaklarına götürünüz.

Tehdit edip vergisi ile algısı ile iplerinin sizin elinizde olduğunu düşünmeyiniz.

Hııı bak, defterlerinizi aldık istediğimiz gün defterini düreriz haaa”  diye şantaj yapmayın.

Yukarıdakiler üretim yapacak her kişiye “gel sana para verelim iş kur” deyip dururken siz iş kurmuş ve kuracak olanların devletin sırtından sizler gibi kaç kişinin yükünü aldıklarını düşünün.

Bu günkü sıkıntıların hepsi müteşebbis ruhlu kişinin azlığındandır. Siz de onların cellâdı olmayı planlarsanız, ağır gelecek belki ama çocuklarının geleceğini engelleyenler olacaksınız.

Biraz daha ağı söyleyeceğim çocuklarınızın katili olacaksınız.

Bu günkü sorun daha çok yatırımcı, daha çok sanayici, daha çok tarımsal üretici, daha çok turizmci ve daha çok müteşebbis genç girişimcinin olması ile aşılacaktır. Birde Devlet sektöründe çalışanların bunların önünü açmasıyla olacaktır. Saygılarımla.

Özel sektör Devlet sektörü barışı için neler yapılmalı yazısı devam edecek. 

              

 

           

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.