Aydın ilçeleri ile birlikte toplam nüfusu 1 milyonu aşmış bir şehir. Hatta artık büyükşehir. Büyükşehir belediyeleri, Türk belediyeciliğine 1984 yılında girmiş olan üst kademe belediyeleridir. Büyükşehir belediyeciliğinde, hizmet alanı içinde birden çok ilçe ve birinci kademe belediyesi vardır. Dolayısıyla toplum içinde yaşayan insanlara hizmet hem büyükşehir belediyesi eliyle hem de ilçe belediyeleri eliyle yürütülür. Bir şehrin büyükşehir vasfı kazanması için belirli şartlara da ihtiyaç vardır; il merkezi nüfusunun 750 bin’i aşması gerekmekte, üç veya daha fazla ilçe belediyesine ihtiyaç olması v.s. Büyükşehir olmanın avantajları da fazlasıyla bulunmaktadır. Aydın’a büyükşehir vasfını kazandırabilenlere de buradan teşekkür etmek gerekir. Mesela; büyükşehir belediyeleri bütçeden daha fazla pay aldıkları için bu illerin bütçeden aldıkları pay artacak, belediyecilik faaliyetleri daha verimli ve planlı yürüyecek, kent görünümüne ve imajına daha çok önem verilecek, bütçenin artması daha çok projenin hayata geçirilmesine yarayacak, iller daha çok yatırımcı çekecek. Yatırımın artması istihdamı artıracak, şehirler dışarıdan göç almaya başlayacak, göç aldıkça daha çok konut yapılacak. Kaldı ki şehrin, göç alabilen bir şehir olması o şehri her şeyiyle hareketlendirir. Yeni yaşam alanları oluşturulacak, kentin görünümüne önem verilecek çalışmalar yapılması gibi birçok olumlu sonuçlar oluşabilecektir. Şu anda baktığımızda muhakkak belediyecilik faaliyetleri çalışmaya devam ediyor. Ama özellikle şahsım adına gördüğüm eksikler var. Örneğin; Yedieylül mahallesinde aracınızla yolda seyrederken yollar doğal bir hız yavaşlatıcı kasisleri anımsatıyor. Aracımla giderken kaç kez aracın tamponunu yola vurduğumu hatırlamıyorum. Bu durum çok şükür bir maddi zarara yol açmadı. Ancak bir maddi zarar gerçekleşseydi. İdarenin kusursuz sorumluluğu ilkesine dayanarak dava açabilme hakkımda doğmuş olacaktı. Özellikli olarak yolların daha düzenli bir hale getirilmesi konusunda çalışmalar yapılmalı. Yine diğer mahallelerin sokaklarında da benzer durumlarla sıkça karşılaşabiliyoruz. Zaten yolların düzenli ve güzel olması o şehrin geliştiğini gösterir. Geçmişte Avrupa da yaşayan gurbetçilerimiz Türkiye’ye geldiği zaman orda ki yolların ne kadar güzel olduğunu Türkiye’de yolların ne kadar bozuk olduğunu söyleyip dururlardı. Artık pek söyleyemez oldular. Bugünkü hükümetimiz bu konuda gerçekten çok güzel çalışmalar yapabildi, hükümet olarak belediyecilik faaliyetlerini de çok verimli olarak gerçekleştirebiliyorlar. Eskiden yollar bozuk olduğu için mesafeler uzun görünürdü, şimdi şükürler olsun ki öyle değil. Aydın’ın belediyecilik anlamında bir an önce çalışmalarına hız vermesi gerekmektedir. Yine örneğin, Adnan Menderes bulvarının başlangıcının olduğu yerdeki yürüyen merdivenlerden ikisi çalışıyorsa kalan ikisi çalışmıyor. İnanın bana normal bir merdivenden yürüyerek çıkmak kişiyi yormuyor da, yürüyen merdivenden yürüyerek çıkmak daha yorucu oluyor. Büyükşehir belediyesi olan bir şehrin merkezindeki yürüyen merdivenler bir türlü düzgün bir şekilde çalışmıyor. Amacım burada belediyeyi yerici, olumsuz eleştiriler yapmak değil, tam aksine dikkat çekebilmek, yapıcı türden eleştirilerde bulunabilmek. İnşallah daha güzel daha verimli, Aydın’a yakışır çalışmalar yapılabilir. Aydın’da yaşayan insanlar bence en güzelini hak ediyor. Herkese mutlu bir hafta diliyorum…