Hatırlayalım… Ne demiş Hz. Mevlana?

“Gel, gel, ne olursan ol yine gel.
İster kâfir, ister mecusi, ister puta tapan ol yine gel.
Bizim dergâhımız ümitsizlik dergâhı değildir.
Yüz kere tövbeni bozmuş olsan da yine gel...”

Şu hoşgörüye, şu insan merkezli davete bakar mısınız?

Mevlana Hazretleri, “Gel, gel, ne olursan ol yine gel” ama “olduğun gibi kalma” demiş.

Ne yazık ki bazıları bu çağrının derin anlamını hâlâ idrak edebilmiş değil.

Tıpkı Aydın Büyükşehir Belediye Başkanı Özlem Çerçioğlu gibi.

İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı’na verdiği ifadelerle CHP’li belediye başkanlarının tutuklanmasına neden olan Aziz İhsan Aktaş’a ihale verdiği için başına iş açılacağından korkup, “Ben 6 metrekare bir yerde yaşayamam” diyerek CHP’den istifa eden ve AK Parti’ye sığınan Özlem Çerçioğlu, belli ki hâlâ geldiği yerde kalıyor. Yani, Mevlana’nın çağrısındaki gibi “uymak” yerine “uydurmaya” devam ediyor.

Zira değişen sadece rozeti olmuş; yöntem, üslup ve siyaset anlayışı aynı kalmış. CHP’deyken ne yapıyorsa, şimdi AK Parti’de de aynısını yapıyor.

O dönemde, belediye bütçesinden beslenen troller aracılığıyla parti içindeki muhaliflerini hedef alırdı. İl başkanı, milletvekili, belediye başkanı fark etmez; aleyhlerine haberler yaptırır, bu haber küpürlerinden dosyalar hazırlatır ve dosyaları genel merkeze ulaştırırdı. Doğrusu, Kemal Kılıçdaroğlu’nun genel başkan olduğu dönemde bu yöntemle sonuç da alırdı.

Bugün tablo farklı değil, sadece sahne değişti.
Aynı refleksler, aynı alışkanlıklar yine devrede.
Bu kez hedefinde AK Parti’nin yöneticileri, milletvekilleri, il başkanı ve parti teşkilatları var.

Troller yine aktif, yine saldırgan…
Emir aldıkları adres aynı, sadece hedef tahtasındaki isimler değişti.

Özlem Çerçioğlu siyaseti bir itaat kültürü üzerine kurmuş durumda. Kendini merkeze koyuyor, etrafındakilerin ona “ram” olmasını istiyor. Eleştiriye kapalı, denetime mesafeli, şeffaflıktan fersah fersah uzak.

Bakın, 2009’dan bu yana belediye başkanı. Geçen 16 yılda yalnızca bir kez basın toplantısı yaptı. Basının sorularını yanıtlamadı. Hesap vermek yerine her defasında “cevap metinlerini” kendine "göbekten bağlı" partililere dağıttı, onların ağzından konuşturdu.

O zaman CHP’liydi…
Bugün AK Partili…
Peki, ne değişti?

Eğer değişen sadece parti logosuysa, bu yolculuk “siyasi dönüşüm” değil, yalnızca kişisel konfor arayışı olur.

Mevlana’nın dediği gibi; “gelmek” kıymetlidir, ama asıl mesele “geldiğin gibi kalmamak”tır.

Sözün özü:

Rozet değişir ama karakter değişmiyorsa, siyaset sadece dekor olur.