1963 yılında Kayseri Ana Tamir Fabrikasında çalışırken çok az maaş alıyordum.. Ama o senelerde çıkan Akşam gazetesi almak için nerede ise sıraya giriyordum. Çünkü o günlerde Akşam gazetesinde Çetin Altan’ın taş adında bir yazış çıkıyordu. Onun bu yazılarına hayrandım.

Sonraki günlerde milletvekili olan Çetin Altan’ı Meclis’te dövdüklerinde Ortadoğu, Siyasal bilgiler ve D.T.C.F fakültelerinin deli fişekleri olarak Meclis’i kuşattık. Bizler o zaman Çetin Altan’ın müritleriydik. Onun her yazısı ve her sözü sanki bizim için ilahi bir emirdi.

Fakülte yıllarında her görülecek yere kantinlere, koridorlara yazılarını asardık. 65 seçimlerinde milletvekili seçildiğinde devrimci arkadaşlar arasında bayram havası yaşamıştık.

Çetin Altan bizi savaş alanına sürerken meğer kendi oğullarını bu günlere başka türlü hazırlamaktaymış.

Hele, sağcı bir yazar o yılların “Altan’ı” ile günümüz Altanları için diyor ki:

“70’ de babası da aynıydı. Gençleri gaza getirir o evinin balkonunda viski içerek ölen insanları izlerdi”.

ALDANDIK KANDIRILDIK

Oğul Ahmet Altan Taraf gazetesinde her gün Gazi Mustafa Kemal Atatürk’e ve Türk Silahlı Kuvvetleri’ne hakarete varan yazılar yazdı. Ahmet Altan’ın en iyi arkadaşı geçmişte solcu ve darbeci olan Hasan Cemal idi.

Diğer oğlu Mehmet Altan ise ikinci cumhuriyetçi idi.

İşte Altanlar bu.

1963 yılında CHP üye oldum. Partiye giriş belgemi de o zamanlar flaş isim olan Turhan Fevzioğlu imzalamıştı. Sonra oda torunu gibi partiden ayrıldı.

80 yaşını geçmiş biri olarak benim de umut ve ideallerim vardı. Bu seçimde “CHP iktidar olacak” diye sevinirken, hezimete uğradık.

Hezimetin baş sorumlusu CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’dur. Partiyi ve seçim sürecini doğru dürüst yönetemedi.

Aydın Büyükşehir Belediye Başkanı Özlem Çerçioğlu ile Efeler Belediye Başkanı Fatih Atay CHP’li olmalarına karşın araları limoniydi.

Kılıçdaroğlu 30 Ağustos'ta Aydın’a geldi. Efeler ve Söke ilçelerinde düzenlenen etkinliklere katıldı. İki CHP’li başkanı çağırıp; “Eteğinizdeki taşı döküp, neden anlaşamadığınızı anlatın” demedi, diyemedi. Eğer desyedi iş bu noktaya gelmezdi.

Lütfen söyleyin!

Böyle genel başkanlık olur mu?

Genel başkan gibi davranmadığı için 50 yıllık partili Fatih Atay CHP’den istifa etti.

Tıpkı mayıs seçimlerindeki hezimette olduğu gibi, bu istifanın da sorumlusu Kılıçdaroğlu’dur.

Yazık!

CHP’lilerin hayalleri kursaklarında kalıyor.

Sabahattin Ali yorgunluğunu nasıl anlatmış:

“Canım çok şey anlatmak istiyor ama yorgunum. Beynim yorgun, bedenim yorgun, bunca şeyi affeden kalbim bile yorgun artık. Heveslerim yorgun, iyimserliğim yorgun, konuşarak anlaşmaya olan inancım bile yorgun. Benden geriye mecalsiz bir şey kaldı sadece. Çok yorgunum.”

CHP’liler de yorgun.

Kalpleri yorgun...

Hevesleri yorgun...

CHP’liler mecalsiz kaldı, çok yorgun.