14 Mayıs seçimlerinden sonra CHP’de delege seçimleri süreci tamamlanmak üzere bundan sonraki süreçte ilçelerdeki delege oyları ile ilçe başkanları seçilecek, ardından aynı yöntemlerle il başkanlarına kadar seçim devam edecek. İşin finalinde de CHP Genel Başkanı ve Parti Meclisi’ni (PM) seçecek. Mart 2024’te yapılması beklenen yerel seçimler yeni PM öncülüğünde gerçekleştirilecek.

Daha parti içi seçim süreci tamamlanmadan, Cumhuriyet Halk Partisi Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, "Örnek bir belediye başkanımız. Aydın'a yaptığı yatırımları sadece Aydınlılar değil tüm Türkiye biliyor. Önümüzdeki dönem de Özlem başkan ile devam edeceğiz" diyerek Aydın Büyükşehir Belediye Başkanı Özlem Çerçioğlu’nu bir kez daha aday gösterdi.

14 Mayıs seçimlerinde Cumhurbaşkanı adayı olan Kılıçdaroğlu’nun söz verdiği en önemli vaat “demokrasi” değil miydi? Demokrasiyi özümsememiş, partide demokrasiyi rafa kaldıran birinin topluma demokrasi vaadi inandırıcı olur mu?

PM’den yetki almadan, ahbap çavuş ilişkisi ile yanlı ve demokratik olmayan bir yöntemle aday belirlenmesi hangi demokrasi ile izah edilecektir?

“Demokrat amca” bu ikircikli tutumuyla CHP’nin kendisine yüklenen “demokrasiye öncülük” rolünü üstlenmesini zorlaştırıyor. Bu durum başta gerçek CHP’liler olmak üzere geniş halk kitlelerini üzüyor.

Büyük Taaruz'un 101. yılında 26 Ağustos'ta başlayan anmalara hiçbir mesaj yayımlamayan Kılıçdaroğlu, 30 Ağustos Zafer Bayramı dolayısıyla Aydın'ın Efeler ilçesinde düzenlenen Zafer Yürüyüşü'ne katıldı.

Yürüyüş bir genel başkana yakışan nitelikte değildi. Vatandaşların ilgi göstermediği yürüyüşe katılanların çoğunun belediye çalışanı olması, enerjisini yitirmiş, arkasında halk desteği olmayan, heyecanını yitirmiş, yorgun bir örgüt yapısı törenin silik geçmesine neden oldu.

Çerçioğlu’nu kastederek, “Ben onların neler çaldığını biliyorum, asfalt ihalesinde 32 milyon yolsuzluk yaptılar” diyen Efeler Belediye Başkanı Fatih Atay’ın yürüyüşe katılmadığı görüldü. “Az olsun, benim olsun” anlayışıyla CHP’yi ele geçiren Çerçioğlu’nun yanında yer alan Kılıçdaroğlu bu tutumuyla, bir kez daha “nerede demokrasi” dedirtti.

14 Mayıs öncesi “Dürüst” bir imaj çizen Kılıçdaroğlu’nun kendi belediye başkanının yolsuzluk iddiası karşısında sessiz kalması düşündürücüdür.

Aslında bunları biliyor ama biz yine de Sayın Kılıçdaroğlu’na hatırlatalım.

Aydın’daki şaibeli işlerin göbeğinde Özlem Çerçioğlu ve çevresindekiler var. Her gün belgeler saçılıyor, iddialar havada uçuşuyor. Avcılar eski belediye başkanı CHP’li Handan Toprak cezaevinde tutuluyor. Suçu ne? Erkan Karaarslan’a usulsüz ihale vermek. Özlem Çerçioğlu da aynı gerekçe ile Karaarslan’la birlikte Aydın’da yargılanıyor. 2014 yılından beri kayda değer bir hizmet yok ama ranttan yana işler tıkırında.

Sayın Kılıçdaroğlu!

Tutumunuz “dürüst Kılıçdaroğlu” imajınıza zarar veriyor. Ayrıca partilileriniz “Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’a yönelik kaybettiğiniz tazminat tutarını Özlem Çerçioğlu’nun ödemesine” bağlıyor, yolsuzluğa rağmen sessiz kalmanıza. Haberiniz olsun!

Başkan Atay’dan suç ihbarı: “Neler çaldıklarını biliyorum”