Nuri Paşa ve Azerbaycan (1)

1917 yılında Rusya'da gerçekleşen Ekim Devrimi sonucu Rusya İmparatorluğu yıkıldı.  28 Mayıs 1918 tarihinde Azerbaycan Demokratik Cumhuriyeti ilan edildi. Ancak Ermeni komitacıların yardımıyla Ruslar yeni kurulan bu cumhuriyetin düzensiz askeri kuvvetlerini yenerek Bakü'ye hâkim oldular ve Mart Olayları adıyla anılan Müslüman katliamları yaptılar.

Bunun üzerine Osmanlı, Azerbaycan ve Dağıstan birliklerinden oluşturulan, Nuri (Killigil) Paşa (Enver Paşanın kardeşi) komutasındaki Kafkas İslam Ordusu, Erivan, Gence,  Şeki,  Gabala, Şamaklı üzerinden Bakü’ye yürüdü. Bakü Sovyeti, Britanya İmparatorluğu ve Beyaz Ordu karşısında Bakü Muharebesini (1918) kazanarak 15 Eylül 1918'de Bakü'de Osmanlı sancağını dalgalandırdı.

Fakat Osmanlı Yıldırım Orduları Grubu'nun Suriye cephesinde İngiliz kuvvetleri karşısında bozguna uğraması üzerine, 30 Ekim 1918'de Mondros Mütarekesi imzalanarak Osmanlı kuvvetleri Azerbaycan'dan çekildi.

28 Nisan 1920 tarihinde Bolşevik Kızıl Ordu birlikleri Azerbaycan'a girdi. Böylece Azerbaycan'ın kısa süren bu ilk bağımsızlığı sona ermiş oldu. 16 Mart 1921'de Ankara hükümeti ile Moskova'daki Bolşevikler arasında imzalanan Moskova Antlaşması ile de Türkiye, Azerbaycan üzerindeki haklarından feragat etti.

Aradan çok uzun yıllar geçmiş… Tam 72 yıl sonra Nuri Paşa’nın geçtiği güzergâhın Gabala şehri kısmında tarih bana da yaşama izni verdi… 25 Şubat 1992 tarihinde Karabağ’da (Hocalı) yaşanan katliam ve sonrasında yaşanan toprak kayıplarının yaratmış olduğu iç karışıklıkların artarak devam ettiği kaos arifesinde kendimizi orada bulmuştuk…

Bize ihtiyacı olan Azerbaycanlılar ile Gabala şehrinde 8,5 ay meşk eyledik. Bizim orada olmamızdan sevinç duyanlar kadar rahatsız (narahat) olanlar da vardı. Konumuz onlar değil…

Gabala şehri, Kafkas dağlarının eteğinde,  çam ve meşenin her çeşidinin, rengin de her tonunun bulunduğu, serin sulu bulakların, her mevsim dolu dolu akan çayların çokça görüldüğü, lavaş, yoğurt, peynir ve bal ile beslenen insanların yaşamının da uzun sürdüğü güzel (gaşeng) bir şehirdi..  90 yaşındaki bir dedenin tek başına ata binişini heyecanla izlediğimi hatırlıyorum.

Biz öz işimizle meşgul olur (olar) iken, bir gün ziyaretimize gelen bastonsuz ve 100 yaşına merdiven dayamış bir Kafkas delikanlısı bize dönüp; 10 metre kadar uzakta duran bir ulu çınarı göstererek, “Aha, şu hündül (yüksek) ağacın altında Nuri Paşa ve eskerleri 18’nci ilde (yılda) burada konaklamışlardı. Çok şadım ki (memnunum) Türkiye’den kardeşlerimiz bize yeniden kömek (yardım) eylemeye gelmişler” dediğinde hepimiz salya sümük ağlamıştık. Benim için unutulmayacak bir andı…

Nuri Paşa’nın Bakü güzergâhı üzerindeki Şamaklı şehri yakınlarında, Osmanlı askerlerine ait eski mezarlıklar (Şehitlik) bulunuyordu. Her geçişimizde ziyaret eder, el açıp dua ederdik. Bu bölgeden Bakû’ye savaşa savaşa ulaşıldığını anladık.

Bakü’deki Şehitler Hıyabanı (Yolu) denen tepeye, Osmanlı şehitleri anısına dönemin Genelkurmay Başkanı Org. Hüseyin Kıvrıkoğlu’nun girişimleriyle 1999 yılında bir anıt bir de cami yaptırılmış olup, Şamaklı Türk Şehitliği de yenilenmiştir.

Şehitler anıtında, Bakü’de ve Azerbaycan’ın diğer yörelerinde şehit düşen Osmanlı askerlerinin isimleri ve memleketleri yazılı, Türkiye ve Azerbaycan Bayrakları direklerde beraber dalgalanıyor. 20 Ocak 1990’da Bakü’ye giren Kızıl Ordu’nun yaptığı ve resmi açıklamalara göre 132 Azerbaycanlıyı şehit ettiği katliam sonrası  toplanan yüz binler, şehitlerin naşını bu parka taşır. En son Karabağ şehitleri gelir yanlarına, beşer onar…

osmanli-sehitleri-001.jpg

Mart şehitleri, Osmanlı şehitleri, 20 Ocak şehitleri ve Karabağ şehitleri yan yana yatmaktalar…

20 Ocak (yanvar)  her sene Azerbaycan’da  Şehitler Günü olarak kutlanır. Bu günlerde resmi devlet düzeyinde törenler yapılmakta ve katliam şehitlerinin gömüldüğü Şehitler Hıyabanı (yolu) devletin en üst düzey yetkilileri ve halk tarafından ziyaret edilmektedir. Azerbaycan’ı ziyaret eden yabancı devlet adamları resmi devlet protokolü çerçevesinde Şehitler Hiyabanı’nı ziyaret etmekteler.

bayrak-indirme.jpgAnıt gönderlerine çekili beş Türk,  beş Azerbaycan Bayrağı bulunmaktadır. Ermeni açılımının yaşandığı günlerde, takvim gereği Erivan’da oynanan Ermenistan-Türkiye milli futbol müsabakasının rövanşı, Bursa Atatürk Stadyumu’nda oynandı.

Maç öncesi Azerbaycan bayraklarının stadın içine alınmadığını, stad dışında pek çok bayrak spekülasyonunun yaşandığını, hatta bayrakların yerlerde itilip kakıldığına hepimiz üzülerek şahit olmuştuk.

Aynı (hemin) gece tepki olarak Bakü anıtındaki Türk bayrakları Azerbaycan Cumhurbaşkanı İlham Aliyev’in talimatıyla gönderden yere indirilmişti. Ertesi sabah görünmeyen bir elin, bayrakları tekrar göndere çektirdiğini gördük!

 

baku-turk-sehitler-aniti.jpg

Azerbaycan ile bayrak ve Ermeni açılımı olmak üzere iki defa büyük siyasi kriz yaşayarak geldik. Tekrarı, gelecekte ele alacağımız hiçbir konunun kalmaması demek olacaktır. O nedenle üçüncü bir hata yapma opsiyonumuz yok.

Azerbaycan’ı kaybetmek, Türk dünyasını kaybetmek demektir.

ABD başkanı Jimmy CARTER’ın, Ukrayna asıllı Ulusal Güvenlik Danışmanı Zibigniyev Brezinski, Büyük Satranç Tahtası isimli bir kitap yayınlamıştır. Kitabının Kafkaslar, Orta Asya ve Çin bölümünde Azerbaycan ile ilgili şöyle denilmektedir:

“Azerbaycan, Hazar havzası ve Orta Asya zenginliklerini içeren şişeye giriş sağlayan çok önemli bir TIPA olarak tanımlanabilir. Tıpaya hâkim olan Çin’e ulaşır.”

Yani, ortada bir şişe var. Şişenin tıpası Azerbaycan, dip kısmı ise Çin’dir. Tıpaya hâkim olan Çin’e çok kolay ulaşabilecektir.

Şamaklı Şehitliğimizin eskisinin ve yeni yapılanının kitabesinde,  bir dönem Kültür Bakanlığı da yapmış olan, işlerin kötü gittiği bir dönemde başını omzuma yaslayıp, gözyaşları içinde istek ve duygularını dile getiren büyük şair Bahtiyar Vahabzade’nin satırlarıyla sizleri baş başa bırakıyorum.

Azerbaycan Halk Cephesinin (AHC) aksakalı, korkusuz, sakin güç ve gözel insanı Bahtiyar Muallim ruhun şad olsun! (ÖT 2009) Ben de size öz minnettarlığımı bildirirem.

 

ŞAMAKLI OSMANLI ŞEHİTLİĞİ    samakli-turk-sehitligi-001.jpg

Yolun kenarında tenha bir mezar
Üstünde ne adı ne soyadı var
Yolcu arabayı durdur bu yerde
Bir sor kimdir tenha kabirde
O bir Türk askeri kahraman metin
O, öz kardeşine yardıma geldi
Kurşuna dizilen milletimizin
Haklı savaşına yardıma geldi
Uzaktan ses verip sesine geldi. 

O dönmedi ülkesine

Düşman sağlarını o soldan sağa   bahtiyar-vahapzade.jpg
Biçti dostlarıyla cepheyi yardı
Toprağın yolunda düştü toprağa
Senin toprağın sana gaytardı(verdi)
Kendi koruduğu hem can verdiği                                       
Yolun kenarında defnedildi o
Uğrunda canını kurban verdiği             
Toprağı kendine vatan bildi o
Yolcu, arabayı bu yerde eğle
O mezar önünde sen tazim eyle

El aç, dua eyle onun ruhuna
Ayak bastığın yer borçludur ona                                                                              BAHTİYAR VAHABZADE

                                                                                                                             

YAZAR NOTU:

Nuri Paşa ile ilgili araştırma yapan Soner Yalçın’ın yazısını okumanızı öneriyorum. Okumak için lütfen tıklayınız...

 

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
2 Yorum