Evet.

“Arkadaşını söyle bende senin kim olduğunu sana söyleyeyim.”

Diye bir özdeyiş var ya,

Benimde beynimde ve ruhumda tasarladığım bir arkadaşım var.

İzninizle sizlere biraz da ondan bahsetmem gerekiyor.

O var ya o, aslında eşitlikçidir.

Yasalar önünde ve günlük beşeri yaşamda hep eşitliğe öncelik verir. Yanındaki arkadaşına yiyeceği elmayı ikiye böler ve bıçak kayması ile büyükçe olan kısmını arkadaşına verir.

O arkadaşım emekten yanadır.

Emeği kutsar. Emekçinin hakkına saygı duyar, evine çağırıp bir musluk başı değiştirttiği tesisatçıya daha alnının teri kurumadan anında çıkarıp ücretini verir.

Aynı zamanda anti-emperyalisttir.

Dünya üzerinde kurulu sistemlerin öngördüğü süper güç olarak tanımlanan güçlü ülkelerin daha az gelişmiş ülkeler üzerindeki tasarruflara. Onlara yaptığı müdahalelere ve onların yer altı ve yer üstü varlıklarını sömürmesine karşıdır.

Arkadaşım yurtseverdir de.

Üzerinde yaşadığı ve nüfus kaydığı ile vatandaşlık bağı olan ülkesine aidiyet duygusu taşır ve ülkesinde yaşayan etnik yapısı ve dinsel inancı her nasıl olursa olsun onları sevip hakkını savunur. Onların tırnağına bir zarar gelmesini istemez.

Benim arkadaşım aydınlanmacıdır.

Dünyada ve ülkemizde aydınlanma hareketlerin kıymetini bilir ve onlara saygı duyup gelişmesini arzu eder. Ülkenin 1920 Aydınlanmasından yanadır. Devrimlere kalben bağlıdır onların devam etmesini ister.

O arkadaş bütün ülkelerin işçilerinin birliğinden yanadır.

Emekten ve emekçiden yana olduğu için sadece ülkesinde değil tüm dünyada emeği ile yaşamını idame ettiren kesimlere saygı duyar. Onların vahşi kapitalist sistemler ile sömürülmesine fikren karşı olduğu için ve tepki gösterir.

O kişi ki her tür sömürü ve ayrımcılığa karşıdır.

Her nasıl olursa olsun sömürünün her türünü içine sindiremeyip ayrımcılığa şiddetle karşıdır. Kendisine yapılmaması gereken hiçbir eylemi başkasına asla yapmaz.

Öyle bir ruh taşır ki, şovenizme ve faşizme karşı olmak zorunda olduğunu bilir ve bunun bilincindedir.

Çalıştığı iş yeri ve iş kolunda diğer meslekleri ve çalışanları küçümsemez, onları anlamak için duygudaşlık kurar. Her türlü baskıya ve dışlamaya karşı olduğu için kendisi bu tür eylemlere tevessül etmez.

Sadece gerçeklerden yanadır, karalama, dedikodu ve yalandan uzak durur. Kimseye kesinlikle iftira atmaz.

Onun için sadece olgular vardır. Olgulara nesnel bakış açısıyla bakar, analitik düşünür, İnsanlar hakkında dedi kodu yapmaz, yalan onun kitabında yoktur. Hele hele menfaati için de olsa hiç kimseye iftira atmaz.

İnsanlar ve halkımız için önemli olan konuları, sermaye basınının gizlediği ya da çarpıttığı olayları gündeme getirir.

Meseleleri objektif değerlendirir. Sermayeyi destekleyen basın kuruluşlarındaki yalakalık ve yardakçılık yapan kiralık ve satılmış beyinleri kale almaz. Bildiklerini ve gördüklerini dürüstçe çevresine aktarır. Beşeri çevresinde adeta bir güneş gibi parlar. Herkes ona gıpta ederek bakar. Ondaki medeni cesareti kendisinde göremediği için, içten içe gizlice onu kıskanır.

İşte benim arkadaşım böylesi biri…

Sizlere de böyle arkadaşlarınız olmasını temenni ederim.