ABD ve emperyalist politikalar takip eden devletler, iki nedenle her hangi bir olayın içerisinde yer alırlar. Ya çıkarları olduğu, ya da çıkarları zedelendiği için. Her iki durumda da kendi çıkarlarını gözettikleri aşikârdır. Uluslararası ilişkilerde de daimi dostlukların değil, çıkar işbirliğinin geçerli olduğu bilinen bir gerçektir.

Yapılan işbirliği ise her iki tarafın çıkarları devam ettiği sürece geçerlidir. Eğer bir ülke, kendi milli stratejilerini geliştirmez ve büyük bir safdillikle yabancı bir ülkenin kendi çıkarları için geliştirip uygulamaya koyduğu stratejileri körü körüne uygulama aymazlığına düşerse, sonuçta toprak bütünlüğü başta olmak üzere pek çok değerini kaybettiğini hüsranla görür. BOP doğrultusunda, büyük İsrail adına, Irak, Suriye, Türkiye ve İran’dan kopartılacak topraklar üzerinde büyük Kürt devletinin, Türkiye eliyle kurdurulması, tepkileri önlemek için de, bu Kürt oluşumunun, önce federatif yapıyla sözüm ona Türkiye ye bağlanması. Yakın gelecekte de önce özerklik sonra sözde bağımsız Kürdistan’ın İsrail’e sunulması, siyonistlerce çok önceden belirlenmiş bir hedeftir.

Başta ABD ve emperyalist ABD’nin, demokratikleşme maskesi altında Türkiye’ye dayattıkları çözüm süreci, PKK’nın şehir yapılanmasını, ayaklanacakları merkezlerde yığınak yapmalarını, bölge halkı üzerinde hakimiyet kurmalarını kısaca bölünmeyle sonuçlanacak isyanın alt yapısını oluşturacaktı. PKK’nın, kesinlikle Kürt asıllı kardeşimin haklarını savunmak gibi bir amacı yoktur.

PKK pek çok Kürt kardeşimi de katletmiş, büyük İsrail’i kurma hedefine hizmet eden MOSSAD’ın, emperyalist devletlerin gizli teşkilatlarının  tam desteğindeki gizli Yahudi örgütüdür. Özel Kuvvetler Komutanlığı’ndan Emekli Güvenlik Uzmanı Mete Yarar’ın istihbarata dayalı bilgisine göre, ABD Ordusu’nun Irak Savaşı Sırasında Kullandığı Blackwater İsimli “Karanlık” Güvenlik Şirketinin Elemanları,  PKK’lıları eğitmişlerdir. Yaser Arafat’ın Ölmeden Önce Türkiye-Filistin Parlamentolar Arası Dostluk Grubu Başkanı Hüseyin Tanrıverdi’ye söylediği söze göre Irak’ın kuzeyinde üniforma değiştirmiş çok sayıda İsrail askeri ve istihbarat görevlisi vardır. Bölgede hem sivil hem de Amerikan ve İngiliz üniformaları altında görev yapmaktadır.

Sayın Erdoğan’ın başbakanlığında o dönem hükümetin en büyük hatalarından birisi PKK’nın emperyalistlerin taşeronu olduğunu göz ardı ederek, PKK terör örgütünün, sanki bütün Kürt kardeşlerimizin temsilcisiymiş durumuna getirmesi, PKK olmasaydı Kürtler hak elde edemezlerdi imajının yaratılması, PKK ve uzantılarının yasallaştırılması ve günümüzdeki başkaldırının alt yapısını oluşturma fırsatını vermesi olmuştur.                                                    

O günlerde yaşanan bazı olayları hatırlayalım…

ABD'nin Ankara Büyükelçisi Francis Ricciardone, Batman'daki temaslarının ardından gittiği Diyarbakır'da Büyükşehir Belediye Başkanı Osman Baydemir'i makamında ziyaret ediyor, bir ülke olarak, müttefik bir ülke olarak sizleri destekliyoruz, yanınızdayız. Her şey için hayırlı olsun, her şey için iyimseriz" diyor. İş adamlarıyla basına kapalı toplantılar yapıyor. Çözüm sürecini yumurtlayan asıl aktörler, sömürgesini gezen genel vali edasıyla ülkemizi geziyordu… 

Bu arada, PKK adlı kanlı terör örgütü, terör örgütü olmaktan çıkarılıp, teröristlere aktivist unvanı! Kazandırıldı!..  APO namlı terörist başı, açılım sürecinin baş müzakerecisi oldu, tutuklanmış bulunan terör örgütü mensupları birer birer serbest bırakıldılar. 

40 bin kardeşimi katletmiş, Türk milleti ile arasında kan davası olan, eli kanlı terör örgütünün Türkiye Cumhuriyetine karşı zafer kazanmış, dize getirmiş edasıyla, küstahça söylem, istek ve eylemlerde bulunması şımarıklıklarına göz yumuldu.

İktidar, Kürt milliyetçiliğini yüceltip, Türk milliyetçiliğini ayaklar altına alarak, “süreç” diye yırtınırken, “Açılım Süreci”nin başlarında asıl niyetlerini gizleyerek kuzu postuna bürünen PKK süreç ilerledikçe, asıl niyetlerini ortaya koymaya ve efendilerine güvenerek, AKP Hükümetine, Türkiye Cumhuriyeti Devletine tehditler yağdırmaya başladı.

APO:50 bin kişiyle geri döner savaşırız,

KARAYILAN: Gerilla savaşa hazır, her an geri dön emrini verebilirim,

BAYDEMİR: Bugün Kürtler özgürlüğe yürüyorsa ödenen bedeller sayesindedir.

DEMİRTAŞ:Cemaatin izni olmadan tuvalete bile gidemezsiniz. Apo serbest kalmazsa elimizdeki belgeleri açıklarız…

Kürtçe resmi dil olarak tanınmalıdır, (Kürtlerin Devlet kurmasının önünü açacak olan) Demokratik Kürt Ulusu oluşturulmalı, yerel Kürt Meclisi oluşturulmalıdır.

Özerk Kürdistan oluşmalı, Karakol, Kalekol yapımları durdurulmalı, Koruculuk sistemi kaldırılmalı, “Kürdistan’da sömürgeci uygulamalardan halkımızı savunmak, yine bütün ezilen halkların özgürlük garantisi olan Önder Apo’yu özgürleştirmek için 23 Haziran 2013 itibari ile YDG-H asayiş birimlerini ilan ettiğimizi duyuruyoruz…

Mardin’in Nusaybin ilçe belediyesi tarafından düzenlenen ve bahar Şenlikleri’ne katılan B.D.P.eş başkanı Gültan Kışanak’ın konuşmasında; kurtuluş surecinin startını 21 Mart’ta nevruzda verdik. bu mücadeleyi bugüne kadar getirdik. Kürt halk önderiyle, devlet müzakerelere başladı. “Şimdi sıra bizde. Öyle görkemli başkaldırılar yapmalıyız ki, Öcalan’ın eli güçlensin” diyerek günümüzde ki başkaldırı sinyallerini daha o zaman vermişti.

PKK’nın TBMM’deki uzantıları olan HDP’nin eş başkanı Demirtaş ve avenesi, hiçbir zaman PKK’dan ayrı bir yol izlemediler. Daima kandilin verdiği talimat ve buyrukların doğrultusunda hareket ettiler. Cumhurbaşkanı Sayın Erdoğan ve AKP İktidarı, asıl niyetleri görüp aldatıldıklarını idrak edip, PKK ya karşı kararlılıkla harekete geçince Cumhurbaşkanlığı seçim sürecinde yüzlerine taktıkları demokrasi maskesini çıkardılar sadece…

Türk milletinin Türküyle Kürdüyle artık bu vatan hainlerine tahammülleri kalmamıştır. Derhal dokunulmazlıkları kaldırılmalı, milletvekillikleri düşürülmeli ve vatana ihanetten, bölücülükten yargılanıp hak ettikleri cezalara çarptırılmalıdırlar.