Dr. Metin AYDIN

Dr. Metin AYDIN

Türkiye’de nitelikli işgücü göçü

Türkiye’nin en stratejik varlığı doğal kaynakları değil, nitelikli insan sermayesidir.

Son yıllarda artan beyin göçü; sağlık, mühendislik, temel bilimler, akademi, bilişim ve yaratıcı sektörler başta olmak üzere tüm yüksek nitelikli alanlarda belirgin bir kayıp yaratmaktadır. Dolayısıyla beyin göçü sadece bireysel bir tercih değil; ülkenin bilimsel kapasitesi, ekonomik büyümesi, üretkenliği ve toplumsal dokusu üzerinde derin etkiler yaratan yapısal bir süreçtir.

Beyin göçünün Türkiye üzerine etkilerilerini makro düzeyde sistematik olarak özetleyececek olursak şu şekilde sınıflandırabiliriz.

1) Türkiye’nin Geleceği Üzerine Etkileri

a) Bilimsel ve Teknolojik Kapasite Kaybı

•Üniversiteler, araştırma merkezleri ve AR-GE şirketlerinden çıkan yetenekli bilim insanları ve mühendisler ayrıldıkça yenilikçilik kapasitesi düşer.

•Beyin göçü özellikle tıp, mühendislik, yapay zekâ, biyoteknoloji, temel bilimler ve sağlık bilimlerinde katma değer üretimini yavaşlatır.

•Türkiye’nin yüksek teknolojili üretimde zaten düşük olan payı (%3–4 bandı) daha da geriye gider.

b)Geleceğe Güvensizlik Döngüsü

Yetkin gençlerin gidişi, kalanlarda “ülkenin geleceğine güven azalması” yaratır; bu da yeni bir göç dalgasını tetikler. Bu durum yeni göç niyetlerini besler ve kümülatif bir göç döngüsü oluşturur. Bu döngü kırılmadıkça Türkiye’nin uzun vadeli kalkınma senaryoları zayıflar.

2)Ekonomik Etkileri

a)Yüksek Nitelikli Emek Arzında Azalma

•Türkiye’de eğitimle yaratılan insan sermayesi net bir kayba dönüşür.

•Bir tıp doktoru, mühendis veya araştırmacının yetişme maliyeti yüz binlerce dolardır; bu yatırımın getirisi başka ülkelerin ekonomisine aktarılır. Bu durum net bir insan sermayesi transferi anlamına gelir.

b)Üretkenlik Kaybı

•Nitelikli işgücü ekonominin en yüksek verimlilikle çalışan segmentidir.

•Beyin göçü, yüksek verimlilik üreten sektörlerde kapasite kaybı yaratarak toplam faktör verimliliğini düşürür. Bu alanlardaki kayıp uzun süreli bir stratejik kırılganlık yaratır. Yetişmiş bir doktor, mühendis veya bilim insanının eğitim maliyeti Türkiye tarafından karşılanmakta; ekonomik katkısı ise göç edilen ülkelere aktarılmaktadır.

c)Yenilikçi Şirket Ekosisteminin Zayıflaması

•Start-up ekosisteminde, AR-GE merkezlerinde ve teknoparklarda kritik pozisyonlarda yer alan gençlerin gitmesi: Patent sayılarının düşmesi, Risk sermayesi yatırımlarının azalması, Uluslararası rekabet gücünün zayıflaması gibi sonuçlar doğurur.

d)Vergi Tabanının Daralması

Nitelikli çalışanlar daha yüksek gelir elde eder; bu nedenle beyin göçü vergi gelirlerinin azalması anlamına gelir.

3)Sosyokültürel Yapıya Etkiler

a)Toplumsal Motivasyon ve Aidiyet Kaybı

•Ülkenin en eğitimli kesiminin ayrılması, toplumun genelinde “umut erozyonu” yaratır.

•Gençlerde gelecek planlarını Türkiye dışında kurma eğilimi güçlenir.

b)Bilim ve Akıl Üzerinden Üretim Kültürünün Zayıflaması

Bilimsel düşünce, eleştirel bakış ve yenilikçi akıl; topluma entelektüel ve kültürel zenginlik katar. Bu grubun azalması toplumsal gelişmeyi yavaşlatır.

c)Ailenin Sosyal Yapısında Dönüşüm

•Çok sayıda aile parçalanmış diaspora yapısına dönüşür.

•Türkiye’nin nüfus piramidindeki “genç ve eğitimli nüfus” oranı düşer.

4)Sektörel ve Bölgesel Etkiler

a)Sağlık sistemi

•Nitelikli hekim, hemşire, teknisyen kaybı sağlık sisteminin niteliğini düşürür.

•Kırsal bölgeler ve küçük iller daha fazla etkilenir.

b)Mühendislik ve enerji sektörü

•Enerji, çevre, jeotermal ve maden gibi stratejik sektörlerde yetişmiş mühendis sayısının azalması projelerin kalitesini ve güvenliğini etkiler.

c)Üniversiteler

•Akademik göç, bilimsel üretimi doğrudan düşürür.

•Uluslararası yayın performansı ve üniversite sıralamaları etkilenir.

5)Uzun Vadede Oluşabilecek Riskler

a)Orta Gelir Tuzağında Kalma; Nitelikli işgücü kaybı, yüksek katma değerli ekonomiye geçişi engelleyerek Türkiye’nin düşük teknolojili üretime sıkışmasına yol açar.

b)Demografik Avantajın Kaybı; Türkiye’nin genç nüfusu azaltır; yaşlanan nüfusla birlikte sosyal güvenlik yükleri artar. Bu durum sosyal güvenlik sisteminde sürdürülebilirlik baskısı yaratır.

c)Bölgesel Eşitsizliklerin Artması; Batı illerindeki kayıp nispeten daha hafif olurken, Anadolu’daki illerde nitelikli insan açığı derinleşir. Bu durum Aydın gibi illerde bile sağlık hizmetlerinde uzman hekim bulma zorluğu, eğitimde kalite farkı ve nitelikli iş üretmede gerilemeye yol açar.

Sonuç;

Beyin göçü Türkiye’nin ekonomik kalkınmasını, bilimsel üretim kapasitesini ve sosyokültürel bütünlüğünü tehdit eden çok boyutlu bir yapısal sorundur.

Etkin politikalarla yönetilmediğinde uzun vadeli etkileri; üretkenlik kaybı, teknolojik geri kalmışlık, toplumsal umut erozyonu ve bölgesel eşitsizliklerin derinleşmesi şeklinde ortaya çıkar.

Uzun vadede çözüm, sadece ücret artışıyla değil: bilimsel özgürlük, liyakat, hukuki güven, nitelikli çalışma koşulları, yenilikçilik odaklı ekonomi, saydam kamu yönetimi gibi daha geniş bir yapısal dönüşümü gerektirir.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
1 Yorum