Kürtçü heyetler İmralı’ya Apo’nun yanına gidip geldiler. Son günlerde ülkemin gündeminde olan “Akil Adamlar” listesini sözde başkan Apo’ya verdiler. Listeyi kontrol eden Apo listeyi çok beğendi.

Listede isimleri bulunanlar çoğunlukla Kürtçü, ikinci cumhuriyetçi, dönekler, liboşlar, Fetullahçılar, şeriatçılar ve Atatürk düşmanları ve bilumum yandaş takımını görünce mutlu oldu.

Apo haklıydı, liste beğenilmeyecek gibi değildi. Birkaç kişi hariç seçmece insanlar birer birer toplanarak listeye konmuştu.

Sendika ağaları, iktidara yakın olan büyük iş adamları, yandaş medya patronu, Aydın Doğan’ın kızı listeye dahil olmuştur. Ayrıca şarkıcılar ve Artistlerde boy göstermiş.

Yeni şafak, Star, Akit, zaman, radikal, Taraf gibi yandaş gazetelerin bazı yazarları da listeye sokulmuş.

Bu seçme ve de çok değerli akil adamlar Dolma Bahçe Sarayında toplandılar.

Başbakan onlara uzunca bir konuşma yaparak övgü ve teşekkürlerini bildirerek onlardan çok büyük bir hizmet beklediğini söyledi.

Ve bir an önce sahalara inmeleri talimatını verdi. Onlara “Sizlerden büyük hizmetler bekliyorum bir an önce araziye çıkın” diye talimatını tekrarladı.

Bu akil adamlar örneğin Aydın’a gelip de ne diyecekler.

Sözde bu gezginci vaizler kimlere nasıl ne gibi nutuk atacaklarını henüz bilmiyorlar.

Ayrılıkların olduğu yerde adalet olmaz.

Her halde “ey ahali duyduk duymadık demeyin sizden hükümetinize destek istiyoruz Hükümetinizin çağrılarına olumlu cevap veriniz. Türkiye de artık eyaletlere ve başkanlık sisteminin zamanı gelmiştir.

Anayasa değişirse ses çıkarmayın

Anayasadan Tük kelimesi çıkartılırsa ağzınızı açmayın”

Bu akil adamların gideceği yerler bellidir. Herhalde ellerine birer belge verilerek iktidarın ve katil Apo lehine konuşmalar yapacaklar sanırım.

Bekleyip göreceğiz.

Bu kurulan 63 kişilik Akil İnsanlara karşı çıkanlar 1919 da Patışah tarafından Anadolu’ya gönderilen “Heyeti Nasihalara benzetiyorlar. Hükümet ise bunu reddediyor.

Ama bazı yurtsever düşünüre göre ise tespit edilen bu akil adamlar iki görev yapacakları anlaşılıyor.

Birincisi buna karşı çıkanlar ve yazarlara göre Türk tarafının bölünmeye ikna edilmesi.

İkincisi ise başkanlık sisteminin yani başbakanın başkan olması, diyorlar.

İşte Türk halkı üzerinde sürdürülen prupoğandanın artmasından başka bir şey değildir.

Bölünmenin zemini hazırlanırken bunu yapanlar ilerde Türk toplumuna ve tarihe nasıl hesap vereceklerini iyi hesap etmeliler

Anlayacağınız yaşanan süreç bir travma sürecidir. 

Ülkem hiç olmadığı kadar bir belirsizliğin ve girdabın içine sürüklenmektedir.

Bu yapılan olumsuzluklar geçmişten intikam alma aracı olarak gösteriliyorsa bunun sonucunda yeni mazlum ve mağdur yaratılacaktır.

Tarihin geçmişine bakarsak 1919 da Patışah tarafından Anadolu’ya gönderilen “HEYETİ NASİHALARA”’IN görevleri ise halkı İngilizler ve azınlıklar hakkında uzunca nasihatler etmekti.

Ama İzmir’in Yunanlılarca işgal edilmesi Nasihaların getirdikleri hiç işe yaramadı.

Ben anlamıyorum bu Akil damlar Aydın’ımıza gelip de halkımıza ne diyecekler?

Bu ülke için bunca şehit olan gazi olan vatan evlatlarının anne ve babalarına ve ailelerine ne diyecekler.

Kürtler, Kürtçe diyor.

Kürdistan’a özgürlük diyorlar.

Et ve tırnak olmayacağız diyorlar

Bağımsız kürdistanı kurmak için asker, polis, öğretmen ve sivil öldürüyor.

Türk bayrağını yakıyor.

Okulları yıkıyor.

Bunların ırkçılığına ve faşistliğine bir şey diyen yok. Bunlar ırkçı olmuyor.

Ben "NE MUTLU TÜRKÜM” dediğim için mi ırkçı oluyorum.

Bu zamana kadar ırkçılarla hayatım pahasına mücadele etmiş birisi olarak diyorum ki eğer bunu söylemek ırkçılıksa ben tepeden tırnaklarıma kadar ırkçıyım.

Antik dönemlerden beri Kafkaslardan, Balkanlardan ve dünyanın çeşitli yerlerinden gelip Anadolu’yu yurt edinerek birlik ve beraberlik içinde yaşamış bir toplum olarak bundan sonra bu akil adamlar bize birlikte yaşayacaksınız ama onlara da eyalet, otonomi verilmesine ne diyeceksiniz diyemi soracak?

Bunların üniter yapıda Türkçenin yanına Kürtçeyi de koyalım mı diyecek?

Ayrıca bayrakları da olsun mu (Kuzey Irak’ta olduğu gibi.) diyecek?

Sözde terörün sona erdirilmesi için seçilen bu akil adamlar içinde KESK Başkanı terör örgütü üyesi olarak altı yıl ceza alan Lami Özgen mi bana barış ve huzurdan bahsedecek.

Türk bayrağı artık değişmeli diyen bayan mı bana barıştan huzurdan bahsedecek.

Ben bu konuları pek anlamıyorum. Bir anlayan varsa lütfen bana anlatsın.

Toplumlar milli duygularına sahip yöneticileri ve aydınları ile güvende olur.

Bekleyip göreceğiz.