Metin Yavuz efendi!

Gazetemiz yazarı Servet Töz’ün geçtiğimiz günlerde kaleme aldığı “AK Parti’de istenmeyen gelin: Özlem Çerçioğlu” başlıklı yazısının ardından, siz de isim vermeden Servet Bey’i hedef aldınız. Sözlerinizde geçen “Bazı çevrelerin ‘istenmeyen gelin’, ‘teşkilatla kavgalı’ gibi söylemlerle algı oluşturmaya çalışması beyhude çabalardır” ifadesi doğrudan Servet Bey’i işaret etmektedir. Bununla da yetinmeyip, Aydın Büyükşehir Belediye Başkanı Özlem Çerçioğlu’nu etiketleyerek adeta, “Çerçioğlu artık AK Parti’nin bir parçasıdır, ona yöneltilen eleştirilerin amacı bellidir” mesajını verdiniz.

Bunu anladık da… Çerçioğlu’nu neden özellikle etiketleme gereği duydunuz, işte onu anlayamadık.

Şimdi iyi dinle Metinciğim!

Servet Bey’in yazılarında bir tek derdi vardır: Aydın’ın kalkınması, Aydın’ın gelişmesi ve Aydın halkının hak ettiği hizmeti alması. Onlarca yazısını açıp bakın, satır aralarında kişisel çıkar ya da partizan bir dil bulamazsınız. Ama siz öyle bir noktaya gelmişsiniz ki, en ufak bir eleştiriyi bile “algı operasyonu” diye yaftalıyorsunuz.

Hadi gel açık konuşalım Metinciğim…

Daha üç ay öncesine kadar Özlem Çerçioğlu’nu “Aydın’ı hizmetten mahrum bırakmakla” suçlayan kimdi? AK Parti teşkilatları değil miydi? En sert eleştirileri yapan yine siz ve yol arkadaşlarınız değil miydiniz?

2023 Kasım’ında şu sözleri sarf eden siz değil miydiniz:

“Çerçioğlu 2014 yılında verdiği vaatlerin ancak yüzde 20’sini gerçekleştirdi. Aydın tarım, turizm ve sanayileşmeye doğru giden bir şehir. Hâlâ fosseptikle, ulaşımla ilgili konular konuşuluyorsa burada yanlışlık var demektir. Beceriksiz yerel yönetimler yüzünden Aydın'da yaşam kalitemiz her geçen gün düşmekte, algı ve billboard belediyeciliği tahammül sınırlarımızı zorluyor.”

Bak Metinciğim, bu fotoğrafı dikkatle incele. Hani sen değil miydin, ‘Aydın’ın 15 yıllık fetret dönemine son vereceğiz’ diye haykıran?

Bugün savunduğunuz Özlem Çerçioğlu’na dün rakip olmaya kalkışmadınız mı? Peki ne oldu da bugün birden “hizmet davasının parçası” oluverdi? Dün yanlış dediğinize bugün doğru demek, halkın gözünde nasıl bir tutarlılık göstergesidir?

Bak Metinciğim, siyaset dediğiniz şey sadece koltuk paylaşma sanatı değildir. Milletin gözünün içine baka baka dün söylediklerinizi bugün yutarsanız, o millet size güvenmez. Güven olmadığı yerde de siyaset çöker.

Benim altını çizdiğim mesele budur: Aydın halkı, laf değil icraat istiyor. Trafik sorununa, altyapı eksikliğine, tarımdaki sıkıntılara, işsiz gençlerin çaresizliğine çözüm bekliyor. Bu sorunlara çare sunmadan “birlik-beraberlik” masallarıyla halkı oyalamaya kalkarsanız, o halk size de, Çerçioğlu’na da hesabını sorar.

SORULAR ORTADA

Diyorsunuz ki:

“Ben bir önceki dönem AK Parti milletvekili olarak açıkça ilan ediyorum: Sayın Özlem Çerçioğlu’na sahip çıkıyoruz. Çünkü mesele şahıs meselesi değil, Aydın’a hizmet meselesidir.”

O zaman soralım:

• Aydın Adnan Menderes Üniversitesi Rektörü Osman Selçuk Aldemir’i atayan isim Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan değil miydi?
• Erdoğan’ın kararıyla göreve gelen rektörü yerden yere vuran, görevden aldırmak için taklalar atan siz değil miydiniz?
• Neden? Sizin işaret ettiğiniz kişiye ihale vermediği için mi?
• Yoksa bugün Özlem Çerçioğlu’na yanaşmanız da yine ihale beklentisi için mi?

Bak Metinciğim, senin dışında kaç kişi sadece bir dönem vekillik yaptı? Çevrene şöyle bir bak, sonra aynaya dön ve kendine sor:

Ben neden bu haldeyim?

GERÇEKLERİN YANINDAYIZ

Bak Metinciğim şunu unutma: Servet Töz’ün kalemi şahısların değil, hakikatin yanındadır. Onun yazılarında “hizmetten rahatsız olan” kimse bulamazsınız. Rahatsız olduğunuz şey, gerçeğin ta kendisidir.

İyi dinle Metinciğim!

Siyaset sahnesinde kalıcı olanlar koltuk sevdalıları değil, halka gerçekten hizmet edenlerdir. Bugünkü söylemlerinizle sadece kendi tutarlılığınızı değil, AK Parti’nin de inandırıcılığını tartışmalı hale getiriyorsunuz.

Ve bilin ki; Servet Töz yazmaya devam edecek. Çünkü onun kalemi, yeri geldiğinde en sert eleştiriyi yapar ama daima Aydın’ın çıkarlarını savunur.

Bak Metinciğim, seni seven bir ağabeyin olarak sana muvaffakiyetler diliyorum; zira bu gidişle gerçekten ihtiyacın olacak. Selam eder, gözlerinden öperim; fakat bil ki, hakikati yazmaya devam edeceğiz.