Değerli okurlar 05.09.2014 Cuma günü CHP kurultayı yapıldı. Bu kurultayda genel başkan ve parti meclisinin seçimi vardı. İlk günü Genel başkan seçimi yapıldı. Adaylardan mevcut genel başkan Sayın Kemal Kılıçdaroğlu ikincisi de Yalova Milletvekili Sayın Muharrem İnce idi.

Sayın Kılıçdaroğlu’nu 944 üzerinde delegenin imzası ile genel başkanlığa aday gösterilirken Sayın ince’de 177 delegenin imzaları ile CHP genel başkanlığına aday gösterildi.

Burada asıl anlatmak istediğim konu ise Sayın Kılıçdaroğlu 944 üyenin ortak imzaları ile Genel başkanlığına aday gösterildiği halde sandıktan çıkan oy 740 oy aldı. Anlayacağınız Sayın Kılıçdaroğlu’nun genel başkan olsun diye imza veren 204 delege oyunu Sayın İnce’ye vermiş. Bu, biz mecburiyet karşısında imzaladık ama gönlümüz Sayın İnce’den yana demektir.

Asıl konu ise CHP bu kurultayında ne bir heyecan nede ilerine dönük halka verilen bir umut vardı. Bu CHP kurultayında genelde dışa dönük değil de her zaman olduğu gibi içi dönük bir mücadele vardı. Toplumda olan kanı “CHP kendilerini yemekten dışa dönük mücadele veremez” yargısı idi.

Bu görüşte tamamen doğru. 75 yaşına gelmiş birisi olarak ben bunu hep gördüm ve yaşadım. Görünen o ki Sayın Kılıçdaroğlu kişilik, bilgi ve donanımı ile mükemmel bir insan ama liderlikte önemli bir vasıftır. Sayın Kılıçdaroğlu bu kadar birikim ve donanımı ile liderlikte biraz zayıf kalıyor.

Bir zamanlar “CHP artık hiçbir varlık gösteremez” dendiğinde tarihi bir şahsiyet olan büyük lider ve büyük Atatürk’ün silah arkadaşı İsmet İnönü’ye karşı genel başkanlığa aday olan Sayın Bülent Ecevit kazandı.

30 Haziran 1972'de toplanan 21. Olağan Kurultay’da partideki büyük iktidar değişiminin bir sonucu olarak, CHP Tüzüğünün 35 maddesi birden değiştirildi. Kurultay, Genel Başkanlıktan istifa eden İsmet İnönü'nün CHP Kurultayına son katılımına sahne oldu. Bülent Ecevit, 1085 delegeden 1032'sinin oyunu alarak Genel Başkanlığa seçildi.

O kurultayı izleyen birisi olarak Sayın Ecevit’in kurultayda genel başkanlığı kazanmasından ve sonuçların açıklanmasından hemen sonra o büyük insan İsmet Paşa’nın ceketini düğmeleyerek Sayın Ecevit’i tebrik etmesi beni derinden etkilemişti.

Sayın Ecevit bu kurultaydan sonra halkın umudu olmuştu. Dağa taşa “Umudumuz Karaoğlan” diye yazılmıştı.

1954 yılı seçimlerini hayal meyal hatırlıyorum. Sayın İnönü’nün genel başkanlığındaki CHP Demokrat Parti karşısında hezimete uğramış, 450 milletvekilinden yanılmıyorsam 35 milletvekili çıkarabilmişti. Ama Sayın İnönü bu 35 milletvekili ile Meclisi Demokrat Parti’ye dar etmişti. Etkili bir muhalefet yapmıştı. O zamanlar yetki ile donatılmış CHP genel sekreterliğinde Kasım Gülek ayağında çarık elinde asa ile her yerde konuşmalar yaparak halkı bilinçlendirmişti…

Şimdi bu iktidarın bu kadar dikta ve yolsuzluğuna karşı çok önemli bir muhalefet var mı? Genel kanı yok. Her ilde olduğu gibi Aydın’ımızda da CHP etkili bir çalışması olmamıştır. Devrik il başkanı Sayın Barkan Kalınomuz partiye araba ve bilgisayar alındığını il binasını kiradan kurtardığını söylüyor. Bunlar önemlide en önemlisi de halkın ayağına gitmektir.

Daha öncede yazmıştım il yöneticilerinden bazıları belediye seçimlerinde CHP belediye başkan adayına oy vermemişler. Eğer bu doğru ise çok büyük bir parti suçu işlemişlerdir.

Biz mahallemizde aramızda toplanarak kimin delege olması için oylama yaptık. Oylama sonucunu da merkez ilçe başkanlığına gönderdik. Oylama seçilen arkadaşlardan çoğu delege olamadı.

Hele il delegesi olmak için bir milletvekilinin adamı ile diğer bir yetkilinin adamları kimin il delegesi olmasını karar vermişler.

Şu bizden yana şu bize oy vermez çıkar bunu diye karar vermişler. Yani delegelerde bile biatçi insanlar aramışlar.

Kime yazık oldu? CHP’ye... Bakınız Aydınımızdaki il başkanlığının durumuna.

Yukarda da belirttiğim üzere 75 yaşında gelmiş bir insan olarak CHP bugünkü içine düşürüldüğü durum kadar etkisiz ve yetkisiz bir durum görmedim.

İnşallah ben yanılırım ilerde ben utanırım.

Buna rağmen CHP kurultayı halkımıza ve CHP’ye hayırlı olsun.