Dil Bayramı’nın 93. yılını kutluyoruz

Bugün 25 Eylül 2025 yarın ise 26 Eylül Dil Bayramı’mız…

26 Eylül 1932’de 1. Türk Dili Kurultayı’nın İstanbul Dolmabahçe Sarayı’nda, Medhal Salonu’nda, bizzat Mustafa Kemal Atatürk’ün başkanlığında toplandığı kutlu gün dolayısıyla Dil Bayramımızı kutluyoruz… Kutlu olsun!..

Türkiye Cumhuriyeti Devleti’mizin kurucusu Atatürk’ün, devletimizin sosyal yapılanması konusunda Türk Dili konusunda daha 2 Eylül 1930’da Sadri Maksudi ARSAL’ın kitabına şunları yazmıştı.

“Milli duygu ile dil arasındaki bağ çok kuvvetlidir. Dilin milli ve zengin olması, milli duygusunun gelişmesinde başlıca etkendir. Türk dili, dillerin en zenginlerindendir, yeter ki bu dil bilinçle işlensin. Ülkesini yüksek bağımsızlığını korumasını bilen Türk milleti, dilini de yabancı diller boyunduruğundan kurtarmalıdır. (1930)”

İşte bu sözlerde ortaya konulan hedeflere varılabilmesi için Atatürk, önce 15 Nisan 1931’de TTK=Türk Tarik Kurumu’nu hemen ardından da 12 Temmuz 1932’de de TDK=Türk Dil Kurumu’nu kurdurmuş idi.

Peki böyle bir konuyu niçin devlet politkası yapmış ve TTK ile TDK’yı kurdurmuştu ATATÜRK?

Batılıların bize ve dünyaya karşı sürekli olarak dile getirdikleri şöyle bir iddiaları vardır:

“Sizler buraya 26 Ağustos 1071’de geldiniz, Bu topraklar bizimdi. Biz, önünde sonunda sizi geldiğiniz topraklara göndereceğiz”

Batılıların bu tezine karşılıktır Atatürk’ün TTK ve TDK’yı kurduruş gerekçesi de şöyledir:

“Biz daha önceleri zaten bu topraklardaydık. Bu memleket dünyanın beklemediği, asla umut etmediği ayrıcalıklı bir varoluşa sahne oldu. Bu sahne en az 7 bin senelik bir Türk beşiğidir.

Beşik doğanın rüzğarıyla sallandı; beşiğin içindeki çocuk doğanın yağmurlarıyla yıkandı, o çocuk doğanın şimşeklerinden, yıldırımlarından, kasırgalarından evvela korkar gibi oldu sonra onlara alıştı;

Onların oğlu oldu. Bir gün o doğa çocuğu, Doğa oldu; şimşek, yıldırım, güneş oldu; Türk oldu...

Türk budur. Yıldırımdır, kasırgadır, dünyayı aydınlatan güneştir”

İşte TTK ile TDK’nın kuruluş ve varlık sebebi, ATATÜRK’ün 7 bin yıl önceden bu yana Türk vatanı olduğu gerçeğinin bilimsel verilerle dünyaya sunulması içindi…

Atatürk’ün bu sözlerini heyecanla söylenmiş fakat bilimsel dayanağı olmayan sözler gibi düşünülebilir. Fakat Atatürk’ün izinde giden Türk Dili sevdalıları yaptıkları bilimsel çalışmalarla Atatürk’ün bu sözlerinin boşuna olmadığının birer kanıt ve dayanaklarını ortaya koymuşlardır yapılan çalışmalarla…

Bu isimlerin başında Servet Somuncuoğlu gelmektedir:

Giresunlu bir ailenin çocuğu olan 1964 doğumlu Somuncuoğlu, Atatürk Üniversitesi Türk Dili ve Edebiyatı bölümü ve İstanbul Üniversitesi Kamu Yönetimi bölümünde öğrenim görmüştür.

1988 yılından sonra TRT İstanbul Radyosunda prodüktörlük görevini yapmıştır Azerbaycan, Kazakistan, Kırgızistan, Tuva, Moğolistan ve Kosova'nın yanında ülkemizde de Kars Ardahan, Hakkâri GEVARUK, Ordu ÜNYE, Ankara GÜDÜL, Kütahya AİZONA, İzmir Konaklıdere’de mağara resimlerini fotoğraflamış ve Taştaki Türkler adıyla yayınlamıştır.

Sibirya'dan Anadolu'ya Taştaki Türkler - Servet Somuncuoğlu

"Saymalı Taş - Türklerin Bilinçaltı"

Karlı Dağlardaki Sır (TRT Arşiv Serisi 22)

“Tamgalar DENGİZLİ” TRT Arşivi’ndedir.

Atatürk’ün görüşlerine bilimsel kanıtlar sunan bir diğer bilim insanı Prof. Dr. Ahmet Taşağıl’dır…

Prof. Dr. Ahmet Taşağıl’ 14 Şubat 1964'te, Kocaeli'nin Karamürsel’de doğar… İstanbul Üniversitesi Tarih Bölümünden mezun olur. Tayvan'a Çince öğrenmeye gider. 1986 sonlarında Türkiye'ye döner ve İstanbul Üniversitesi'nde lisansüstü çalışmalarına başlar.

"Gök-Türk Ülkesine Gelen Çinli Elçilerin Raporlarına Göre Gök-Türk-Çin İlişkileri (552-630)" başlıklı tezi ile yüksek lisans; 1991'de, "Gök-Türkler (542-630)" başlıklı tezi ile doktora derecesini alır. Mimar Sinan Güzel Sanatlar Üniversitesi Tarih Bölümünde 1995'te doçent, 2001'de profesör olur.

1997-1998 ve 1999-2000 yılları arasında; Ahmet Yesevî Üniversitesi'nde misafir olarak, 2004-2005 yılları arasında; Manas Üniversitesi'nde öğretim üyesi olarak bulunur…

Mimar Sinan Güzel Sanatlar Üniversitesi'nde Tarih Bölümü Başkanlığı ve Rektör Yardımcılığı, Ahmet Yesevi Üniversitesi'nde Dekanlık yapar. Çin, Güney Sibarya, Kazakistan, Kırgızistan, Moğolistan ve Özbekistan'da alan araştırmaları gerçekleştirir.

2015'ten beri Yeditepe Üniversitesi Tarih Bölümü Başkanlığı görevini sürdürmektedir. Türk Tarih Kurumu Bilim Kurulu üyesidir…

Prof. Taşağıl iyi seviyede Çince, Fransızca, İngilizce, Kazakça, Kırgızca ve Rusça; az seviyede Farsça ve Moğolca bilmektedir.

Ödüller: 2006'da, Moğolistan tarafından Devlet Onur Madalyası verilmiştir...

Bilimsel çalışmalarını tamamen İslam Öncesi Türk tarihi üzerine yapan TAŞAĞIL’ın bu konudaki yayınları:

Bilge Kağan'ın Vasiyeti Bilge Türk: Tonyukuk

Bozkırın Kağanlıkları: Hunlar, Tabgaçlar, Göktürkler, Uygurlar

Bozkırların İlk İmparatorluğu: Hunlar

Çin Kaynaklarına Göre Eski Türk Boyları

Gökbörü'nün İzinde: Kadim Türklerin Topraklarında

Göktürkler 1 Göktürkler 2 Göktürkler 3

İlk Türkler: Bozkırdan Dünyaya Yayılanlar

Kök Tengri'nin Çocukları: Avrasya Bozkırlarında İslam Öncesi Türk Tarihi

Türk Bilgeleri: Devlet Ruhunu Mayalayan Liderler

Türk Kağanlığı Türk Model Devleti: Gök Türkler

Uygurlar: 840'tan Önce

Prof. Dr. Ahmet TAŞAĞ

IL: TAŞ MEKTUPLAR TRT AVAZ

TAŞ MEKTUPLAR (1.Bölüm - Kaya Resimleri)

Taş MEKTUPLAR (2.Bölüm - Yazıtlar)

Taş MEKTUPLAR (3.Bölüm- Kurganlar)

Servet SOMUNCUOĞLU ile Prof. Dr. Ahmet TAŞAĞIL’ın çabaları ve ortaya koyduğu belge ve buluntular Türk Milletinin Anadolu’ya 1071’de ilk defa değil son defa geldiğini, O tarihten binlerce yıl önceden beridir de bu toprakların ev sahibi olduğunu göstermektedir bizlere..

Çağımızda yaşanan Batı kültürüne olan özentiyle birlikte yine çok yoğun bir şekilde yaşadığımız dil istilası karşısında bize yol gösterecek olan ışık Atatürk’ün sözlerinde saklıdır: