Kumarın yuttuğu hayatlar

Düğün çalgıları, gülücükler, umutla kurulan bir yuva… Ancak Denizli’de amatör bir futbol kulübünün 34 yaşındaki teknik direktörü Hüseyin Cumhur Acar için bu mutluluk yalnızca üç gün sürdü. Genç adam, “Hemen geleceğim” diyerek ayrıldığı eşine bir daha dönmedi. Ailesi, polis, kamuoyu… Herkes şaşkındı. Sebep mi? Kumar.

Her şeyin dijitalleştiği bir çağda, bağımlılıklar da artık sanal maskelerle gizleniyor. Telefon ekranlarına saklanan “şeker kaydırma” oyunları, birkaç tıkla erişilen yasa dışı bahis siteleri… Yalnızca parayı değil, hayatları da yutuyor. Hüseyin Cumhur Acar’ın 2 milyon TL’ye varan borcu, kişisel bir trajedi değil; toplumsal bir alarmdır.

Bu yaşananlar sadece genç bir adamın kayboluşu değil; gençlerin, hatta çocukların kolayca erişebildiği dijital bağımlılıkların bizi nasıl bir uçuruma sürüklediğinin çarpıcı bir göstergesi. Artık kumar masaları lüks gazinolarda değil; cebimizde taşıdığımız telefonlarda. Yasal ya da yasa dışı fark etmiyor—bağımlılık aynı kapıya çıkar: Sessiz bir yıkım.

Acar’ın, düğünde takılan altın ve paralarla ortadan kaybolması, birçok insanın gizli gizli yaşadığı bir gerçeği de gözler önüne serdi: Kumar yalnızca ekonomik değil, aynı zamanda psikolojik ve sosyal bir hastalıktır.

Peki şimdi ne yapacağız? Bu tür olayları yalnızca “bireysel zafiyet” olarak mı göreceğiz, yoksa daha derin bir toplumsal çözülmenin habercisi olarak mı okuyacağız?

Acar’ın ailesinin şu sözleri hâlâ kulaklarımızda: “Gerekirse evimizi satarız, yeter ki sağ salim dönsün.” Bu yalnızca bir ailenin feryadı değil; aynı zamanda toplumun vicdanına seslenen bir çığlıktır. Çünkü hiçbir borç, bir evladın canından daha değerli değildir. Ama hiçbir zevk de bir ailenin huzurundan daha önemli olamaz.

Eğer bu olaydan bir ders çıkaracaksak, o ders şudur: Kumar sadece kaybettirmez; önce sessizce yutar, sonra insanı kendine bile yabancılaştırır.

Hayatlar, şansa bırakılmayacak kadar değerlidir. Önlem alma zamanı artık gelip geçmiştir.
Sosyal medyada karşılaştığım ve beni derinden etkileyen bir sözü de sizlerle paylaşmak istiyorum:

“Hayat, tesadüflere değil, önlemlere dayanır. Özellikle de çocuklarımızın ve gençlerimizin hayatı.”

Sevgiyle kalın…

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.