Efendi BARUTÇU

Efendi BARUTÇU

Ülkücü şehitlerin serdarı Gün Sazak Ağabey’e sonsuz rahmetle

DUY BENİ
"Yufka yüreklilerle çetin yollar aşılmaz!
Dedik coşkuyla,
Şimdi kahpe yüreklere kaldık...
Duy beni!
Duy beni eski zamanlardan savaş yoldaşım,
Köle namlu köle yürekler hedefindeyim.
Öldüğüne değil hayıflanmam,
Yosmalar çarşısında yaşlanmışlığıma yanarım" 

***

Bugün Türk siyasi hayatının dürüstlük, namus ve fazilet abidesi Gün Sazak Bey’in şehadetinin 41. yıl dönümü. Ülkücü şehitlerin serdarı Gün Ağabeyimizi sonsuz rahmetle yad ediyoruz.

Yüksek karakter sahibi, gerek iş hayatında, gerek siyasi hayatında ilkelerinden asla taviz vermeyen, siyaseti mevkii makam ikbal veya servet için değil sadece ve sadece büyük Türk milletine hizmet için seçen bu müstesna siyaset ve devlet adamını bugün daha çok arıyoruz.

Siyasetçi-mafya ilişkilerinin, uyuşturucu trafiğinin, kara para aklamanın, bakan evlerinde bulunan para sayma makinalarının, milyonluk rüşvet kol saatleri iddialarının, büyükşehirlerimizin parsel parsel paralel yapıya dağıtıldığı iddialarının, kabadayılar tarafından bazı milletvekillerine 10 bin dolarlık maaşlar bağlandığının, paralel yapı bahaneleriyle insanların mallarına mülklerine çöküldüğünün, büyük servetlerin bir gecede el değiştirdiğinin vaka-i adiyeden sayıldığı bir Türkiye manzarasıyla karşı karşıyayız.

Milletvekili olmadığı halde MHP Genel İdare Kurulu’nun tamamına yakının oylarıyla Gümrük Tekel Bakanlığı görevine getirilen ve vazifeye başlamadan önce sahibi olduğu şirketin yöneticiliğinden ayrılma fazileti gösteren Gün Sazak MHP Genel İdare Kurulunda cihada girişen bir mücahidin ruh haliyle söz alarak, devleti ve toplumu çürüten rüşvete, siyasi ve idari yolsuzluğa karşı başlayacak bir cihadı başlatma kararlığı göstermiştir.

Gümrük ve Tekel Bakanlığı’nda yapılacak icraata MHP adına ve Genel İdare Kurulu üyeleri tarafından hiçbir müdahalede bulunulmayacağının sözünü ve kararını da o toplantıda aldırır.

 Gün Bey bakanlığa başladığında ortağı olduğu Yüksel İnşaat’ın yönetiminden ayrılır. Buna rağmen Türkiye’nin en başarılı şirketlerinden birisi olan Yüksel İnşaat’ın kazandığı ihaleler bazı bakanlar tarafından onaylanmamaktadır. Mesela Afyon Alkoloid Fabrikası’nın inşaat ihalesi en uygun teklifi veren Yüksel İnşaat’ta kaldığı halde koalisyon ortağı MSP’nin Tarım Bakanı Fehim ADAK ihaleyi onaylamaz. Haksızlığa uğrayan şirket yöneticileri Gün Bey’e gelerek aynı kabinede beraber çalıştıkları Tarım Bakanından bu duruma müdahil olmasını isterler. Gün Sazak, arkadaşlarını dinler. Hiç düşünmeden, sakin ama kararlı bir ifade ile kestirip atar:

“Benim bu konuya girmem doğru olmaz!..” görüşme de burada biter. Gün Bey’in anlayışına göre devlet adamı devlet içinde kendi işlerini takip etmemeli ve çıkar kavgasına dalmamalıdır.

Bu titizlikle bakanlık görevini ifa eden Gün Sazak kısa sürede kendisine bağlı Tekel Sigara fabrikalarında ve diğer tesislerde üretimi %30 arttırmıştır. Böylece Amerikan sigaralarının kaçak olarak Türkiye’ye doldurulması ciddi ölçülerde önlenmiştir. Amerikan sigara devi Philip Morris’in Genel Direktörü, Tekel Genel Müdürü Esat Güçhan ile görüşme talebinde bulunur. Güçhan, Gün Sazak’a bu görüşmeyle ilgili talimatını sorar. Bakan: “Sözü eğip bükmeden söyle. Türkiye’ye kaçak sigara pompalamaktan vazgeçsinler. Bize karşı önce dürüst olsunlar.” Amerikalılar Türkiye’de üretim yapma yolunun açılmasını, Türkiye pazarına girebilmek için Tekel’in kaldırılmasını istemektedirler. Amerikan sigara devleri Tekel’in varlığından nefret etmekte ve ortadan kaldırmak için her yolu denemektedirler. Gün Sazak bu konuda şunları söylüyordu: “Türkiye’yi tütün meselesinde de Amerika’nın esiri yapmak temayülünde olan bir düşünceyle mücadele halindeyiz. Açıkça ortadadır ki, bazı iş çevreleri Türkiye’de tamamen Amerikan sermayesinin hakimiyetini kurmak istemektedirler. Bunların niyeti, Türkiye’nin kendi gücüyle büyümesini, kendi varlığını ortaya koymasını önlemek, Türkiye’yi Batıya yama yapmak, onun peyki hali ne getirmektir.”

Değerli okuyucular, 1977’lerde merhum Gün Sazak Bey ABD sigara devlerine karşı -daha sonra hayatına mal olacak- bir büyük mücadeleyi başarıyla sonlandırmıştı. Çok muhafazakâr(!) çok yerli ve milli(!) ve pek çok ABD karşıtı(!) günümüz iktidarının 2009’da Tekel’in özelleştirilmesi kararıyla mesele ABD sigara devlerinin isteği doğrultusunda çözülmüş oldu. Türkiye’de yüzbinlerce ailenin geçim kapısı olan yerli tütün üreticiliği öldü ve ülkemiz yabancı sigara markalarının cirit attığı bir pazar haline geldi. Bugün Amerikan sigaralarına verdiğimiz her kuruş PKK ve YPG’nin ölüm kusan silahlarından Mehmetçike kurşun olarak dönmektedir. Gelin de Gün Sazak’ı sonsuz rahmetle anmayın! 

Gün Bey’den 42 yıl sonra onun oturduğu bakanlık koltuğuna oturan bir hanım bakan kocasının şirketinden yüklü miktarda temizlik malzemesini bakanlığına satın alıyor. Bu iş kamuoyunda geniş yankılar yapınca, bakanlık görevinden azlediliyor. Sonra bu hanım bakanın hakkındaki meclis soruşturması önergesi kendi partisinin milletvekillerinin yanı sıra Şehit Gün Sazak’ın ideallerinin takipçisi olduğunu iddia eden bir siyasi partinin milletvekilleri tarafından da hayır oyu verilerek soruşturma engelleniyor.

Şehit Gün Sazak’ın kemikleri sızlamıyor mu dersiniz? Bu yolsuzluğu örtbas etmenin adına da sorumlu siyaset deniliyor. Yazıklar olsun.

Gün Bey bakanlığında şöyle diyordu: “Bir kere, sınırlarına, kapılarına hâkim olamayan bir devletin istiklalinden, hürriyetinden söz etmek mümkün değildir. Bu sebeple önce devletin kapılarına sahip olmak suretiyle devlet otoritesinin var olduğunu göstermek mecburiyetindeyiz.

Biz devlet memurunu; devlete, devletin kanunlarına, devletin bütünlüğüne saygılı, milletin birliğine inanmış, milletine hizmet etmek arzusunu gönlünde yaşatan ve zenginlikten, paradan daha çok itibara ehemmiyet veren insan olarak vasıflandırıyoruz. 

Bizim iş başına getirdiğimiz bu vasıftaki memurlardan devlete karşı olan, devletin bütünlüğü veya milletin birliği umurunda olmayan, gününü gün edip vurgun peşinde olan kimseler rahatsız olmaktadır.

Bu kadrolar ülkücü kadrolardır. Ülkücülükten de anladığımız; ülkücülük, bir partinin veya herhangi bir siyasi görüşün fraksiyonu değildir. Mensup olduğu millete ve devlete hizmet etmek, o milleti ve devleti; en iyisi, en büyüğü yapmak arzusunu gönlünde taşımaktır. Ülkücülükten bunu anlıyoruz. Elbette ki devletimizi teslim edeceğimiz insanlar, Türk devletini yükseltme ülküsünü içinde taşıyan insanlar olacaktır. Türk devletine karşı olan, Türk devletini soymak isteyen, kendi menfaati için her şeyi mubah gören zihniyete karşı mücadelenin elbette ki tek yolu vardır; o da ülkücü kadrolarla devleti teçhiz etmek yoludur.” 

Ben “birkaç kişi şube müdürü, daire başkanı, beş on kişi genel müdür olacak diye iktidar olmam!” diyerek ülkücü kadroların önünü açmayanların kulakları çınlasın.

Şimdi bir şehit Gün Sazak’ın devlet memurluğu tarifine bakınız, bir de beceriksizliğin, adam kayırmacılığın, parti militanlığının, iş takipçiliğinin, milletin kaynaklarının 3-5 partili yandaşa peşkeş çekilişin utanç verici tablosunu seyrediniz.

Gün Sazak Türk milletinin yüksek menfaatleri uğruna hayatı pahasına mücadelesinden vazgeçmeyerek, kendisinden önce yapılan her türlü silah, uyuşturucu, sigara, yedek parça kaçakçılığının önüne geçerek uluslararası tröstlerin gayrı meşru kazançlarına engel olmuş ve küresel güçlerin hedefi haline gelmişti.

Dava adamlığını, Türk milletine hizmeti ve adanmışlık duygusunu, dürüstlük ve fazileti, yüksek vatanseverlik duygusunu hayatının gayesi haline getiren Gün Sazak’ın erdemleri Türk milletini layık olduğu yere getirmek isteyenlerin yollarını aydınlatan bir ışık olmalıdır.

Dileriz ki Gün Bey’in partisinin devamı olduğunu iddia edenler kısa vadeli siyasi çıkarlardan ve koltuk hırslarından vazgeçip Şehit Gün Sazak’ın bu ilkeli duruşundan bir nebze olsun nasiplensinler.

Ülkemizde yaşanan kepazelikleri “sorumlu siyaset yapıyoruz” diyerek görmezlikten gelen hatta arka çıkıp geçit verenlere bir çift sözümüz olacaktır:

Sorumluluk Türk milletine duyulmalıdır. Sorumluluk 82 milyonun hakkını ve hukukunu ne pahasına olursa olsun savunmakla olur. Yine sorumluluk milletin hakkını ve hukukunu kendi çıkarlarının önünde tutmakla olur.  Sorumluluk ülkede hukukun üstünlüğünü lekesiz ve gölgesiz bir adalet nizamını hayata geçirmekle olur.

Bugün yüreğimiz sızlayarak görüyoruz ki uzun yıllardır Türk milletinin bütün milli manevi kutsalları kirletilmiştir. Sorumluluk bu değerler dünyasının milletin bütün fertlerinin ruhlarını ateşleyecek bir “Ülkücülük ahlâkı”nın, bir “Şehit Gün Sazak” ahlâkının devlet ve millet hayatında hakim kılınmasının yolunu açmaktır.

Sorumluluk ülkede yaşanan yalan ve talan düzenine karşı yanlış bir tevekkülle susmak değildir çünkü:

“TEVEKKÜL ALLAH’ADIR, ZİLLETE KATLANILMAZ”

*Değerli okuyucular, 28 Mayıs Cuma akşamı 21:30’da Kamlançu Ülkesi TV’de “Şehit Bakan Gün Sazak ve Ülkücü Şehitlerimiz” konulu bir sohbet gerçekleştireceğiz. Takip etmek isteyen arkadaşlar için bağlantı adresini paylaşıyoruz.

 https://youtube.com/c/kamlanculkesitv

**Şehit Gün Sazak’ın vefatının 40. Yıl dönümü dolayısıyla “Gün Sazak Bir Şehidin Yolculuğu” başlıklı geniş kapsamlı yazı dizimizi arzu edenler www.efendibarutcu.com sitesinden okuyabilirler.

r-1-052.jpgr-2-044.jpg

 

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.