Türkiye’de,

Türk vatanında,

Türk kimliği altında gizlenip,

Türkleri ve Türkiye’yi arkadan vurmaya çalışarak;

Atatürk’ü, Atatürkçülüğü ve Atatürk’ün kurduğu Cumhuriyet değerlerini tartışacak, Türk’ü, Türklüğü ülkenin üniter yapısını, resmi dilinin Türkçe olduğunu kabul etmeyenlerle aynı platformda olmamız organize ediliyor.

Bunu kabul etmeyeceğiz.

Bunlar ikinci Cumhuriyetçileri de aratacaklar.

Satırı almışlar ellerine…

Kim bunlar?

“Dünyada gerçekleri konuşmak zor, yalakalık yapmak kadar kolay bir şey olmaz” diyen Dostoyovski’yi haklı çıkarma gayretleri içinde olanlar…

Kraldan çok kralcılar…

Yedili diyorlar!

Kim için?

HDP/PKK, YPG/PYD, Ermenistan, Yunanistan, Ukrayna, AB ve Amerika için…

Türkiye’yi kim düşünüyor?

Peki Neden?

Irak ve Suriye’de oluşturulan homojen Kürt yapısının tescili ve buna, Türkiye’deki bölümünün de zamanla oralar ile entegre edilmesi isteniyor.

En büyük tehlike budur.

Bunu yapmayın.

Bunun sonu iç savaştır.

Bu topraklarda yeterince insan öldürüldü.

K. Irak ve Fırat’ın Doğusundaki demografik yapı ile Türkiye’deki Kürt kardeşlerimizin sahaya dağılımı aynı değil.

Asala’dan sonra NATO tarafından 1984’de ortaya çıkarılan bir PKK terör örgütü gerçeğimiz var. Devletimizin kendini koruma refleksinden kaynaklanan ve PKK ile mücadele kapsamında köy ve mezralarda yaşayan vatandaşlarımıza getirilen yaşama dair kısıtlamalar, hayvancılığımızı bitirme noktasına getirdi. Buna güvenlik tedbirlerini de eklediğimizde göçler, kaçınılmaz olmuştu.

Bu, PKK’yı ortaya çıkaranların öngörüleriyle örtüşen bir sonuç olmuştur.

Amaç; demografik yapının değiştirilmesiydi ve fazlasıyla gerçekleştirilmiştir.

Türkiye’nin yedi bölgesinin her ili, ilçesi göç almıştır.

Ev aldılar, ev yaptılar, kız aldılar, kız verdiler, yaşamak ve ayakta kalmak için işyerleri açtılar ve bir ekonomi yarattılar.

Olası bir iç savaşın, Yugoslavya’da olanları aratmasından korkarım.

Türkiye’nin sinir uçlarıyla oynamak...

Örtünme meselesi kapanmış ve kamuoyunun gündeminde böyle bir talep bulunmadığı halde bunu anayasal bir zemine çekme teklifi…

Sonra da geri çekilme…

Cumhuriyeti kurduğunu sıklıkla vurgulayan bir siyasi partinin Genel Başkanı;

Türk, Türklük, ana dilde eğitim, özerklik, etnik ve mezhepsel kimlikler …

Ne zaman açıklandı bunlar?

ABD’ ziyaretinin ardından.

Şaşırdınız mı?

Cumhuriyeti kuran partinin Genel Başkan koltuğunda oturan Sayın Kemal Kılıçdaroğlu, Genel Başkan seçildiğinden kısa bir süre geçmişti ki Tunceli’den, “ben Dersimli Kemal” diyerek Cumhuriyetle hesaplaşacağının işaretini vermişti.

O günden sonra şarjörler hep dolduruldu.

Bütün konular, Masadakiler tarafından da destekleniyor.

HDP ile görüşmüyormuş gibi yapanlar da ne hikmetse Kürt taleplerini yerine getirmeye çalışıyorlar.

Hepsi de ABD’nin istekleri değil mi?

Finlandiya ve İsveç’in NATO’ya girişinin kabulü/reddi üzerinden ABD ile bilek güreşi devam ediyor.

ABD rahat…

Yedi Kardeşin tamamı kendileriyle temas halindedir.

Onların kağıdının geleceğine göre hesaplar tamam!

Sonuç:

NATO’nun genişlemesi İsveç ve Finlandiya ile sınırlı değildir.

Yedi Kardeşler iktidarında da Kıbrıs Rum Kesiminin NATO’ya alınması fazla zaman almaz.

“Temiz parayı” neden verecekleri belli değil mi?

İsveç ve Finlandiya’nın NATO’ya girmesi meselesi hiçbir zaman önceliğimiz olmamalıdır.

Türkiye'nin ulusal güvenliği İsveç'ten değil, ABD'nin Akdeniz, Yunanistan ve Suriye'de mevzilenmiş olmasından geçiyor!

60 yaşına geldiğinde Atatürk’ü öğrendiğini söyleyen kardeşim!

Senin yolun daha çok uzun ve öğreneceğin çok şeyler var.

Atı alan yeni jokerler, anahtar teslimi için okyanus üzerinden Pensilvanya’ya gidecekler.

Mendil sallamak mı?

Siz, mehel olanı yapın…